Kömür değerini buldu

Kara elmas' da denilen kömür bir vakitler Türkiye'nin vazgeçilmeziydi. Doğal gaz çıktı mertlik bozuldu!.. Ancak, doğal gaz; enerji demek olduğu kadar döviz de demek. Türkiye hem döviz fakiri bir ülke hem de enerjiye olan ihtiyacı her geçen gün artıyor!.. Bu durum, dikkatlerin yeniden kömür alternatifi üzerine çekilmesine sebep oldu. Çünkü, yerli kömür de hem enerji veriyor ve hem de döviz kazandırıyor ülkeye. Ayrıca, önemli bir istihdam kaynağı. 5 Haziran 2004 tarihinde yürürlüğe giren 5177 sayılı Maden Kanunu ile kömür işletmeciliği tekrar gündeme girdi. Devlet işletmeleri eliyle değil, özel teşebbüsün devreye girmesine imkân vererek hem de. Kömür işleme tarihi çok eski. Karadeniz Ereğli'nin Köseağzı mevkiinde ilk kömür ocağı bahriye eri Uzun Mehmet tarafından işletmeye açıldı mesela. Fakat, gerekli yatırımlar yapılmadığı veya yapılamadığı için bu ocak 2001 yılında faaliyetini durdurdu. Binlerce kişi işini kaybetti tabii. Maden Kanunu'nda yapılan değişiklikle birlikte özelleştirilen bu işletmelerden dördünün ihalesini kazanan Hattat Holding, başlattığı hummalı çalışma sonunda tamamladığı birinci işletmesini üretime açtı. Kandilli-Alacaağzı İşletmesi'ndeki bu ilk kömür üretimi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler tarafından dün hizmete sokuldu. Alacaağzı İşletmesi 12 milyon ton rezerve sahip ve bu tesisin yıllık kapasitesi 500 bin ton. Toplam yatırımı 200 milyon doları bulan Kandilli bölgesindeki bu işletme tamamlandığında, istihdam edilen kişi sayısının 2 bini bulacağını belirtti Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat. Dört elle sarılma Hattat Holding aslında otomotiv yan sanayiinde faaliyet gösteren bir firma. Kömür sektörü ile yeni tanışıyor. Yer altı maden makineleri üretimi yapmasıyla sınırlıydı bu sektöre yakınlığı ama öyle iddialı bir başlangıç yaptı ki, görenlere parmak ısırtıyor. Dört elle işe sarılıp Alman, İngiliz ve Çin firmalarıyla gerçekleştirdiği projeleri peş peşe devreye sokan Hattat Holding, dövizin yurt dışına gitmesini engellemeye başladı bile. Mehmet Hattat, Batı Karadeniz kömür işletme hakkıyla birlikte kömür kaynaklı metan gazı ihalesini de aldıklarını söylerken, "Çünkü" dedi. "Bunlar birbirini tamamlayan üniteler." Hattat Holding'in kömür işi Zonguldak Kömür Havzası ile sınırlı değil tabii. "Uyuyan Güzel" diye tanımlanan Amasra-Bartın arasında yer alan ve Türkiye'nin en büyük taş kömürü rezervine sahip Amasra kömür ocağını da Hattat Holding işletecek. Bu ocak, Kandilli'den 50 kat büyük bir rezerve sahip; 600 milyon ton yani. Amasra kömürü oldukça zengin ama bir o kadar da problemli. En büyük problemi ise nakliye! Bu sahadaki kömürü nakletmek için ne müsait bir kara yolu var, ne de demir yolu. Liman da yok. "Buna rağmen ihaleyi aldık" dedi Mehmet Hattat. Güvendiği tek bir şey var. O da, hükümetin Maden Kanunu'nda yaptığı değişiklik. "Şayet hükümet bu kadar cesur davranıyorsa, ben ona güvenirim arkadaş." Dört proje tamamlandığında Hattat Holding'in gerçekleştirdiği toplam yatırım 2 milyar doları buluyor. Çevre dostu elektrik santralleri, kok ve organik kimyasalları tesisleri, doğal gaz üretim ve değerlendirme tesisleri başta olmak üzere irili ufaklı birçok entegre tesis ve fabrika devreye giriyor çünkü. Çalışan sayısının ise 11 bini bulacağını belirtti Mehmet Hattat. İyi rakam. Bütün bunlar güzel şeyler elbette ki. Kendi kaynaklarını işletmeyip de elin oğluna döviz ödemenin mantığı var mı? AK Parti İktidarı, bu konuyu dikkate alarak akıllı bir yol izledi. Fakat, bu türü büyük yatırımlar, tarafların uyum içinde çalışması ve sorumluluklarını yerine getirmesiyle hayat buluyor. Hükümetin, ne yapıp edip maden yataklarına ait altyapıyı vakit geçirmeden tesis etmesi lâzım. Maden, ağır bir metal. Navlun her zaman büyük maliyet getirir beraberinde. Dolayısıyla, bu havzaların verimli hale dönüştürülmesi ve bölgedeki tesislerin süreklilik kazanması için bu hizmetlerin verilmesi şart. Mehmet Hilmi Güler, yaptığı konuşmada 11 bini doğrudan olmak üzere 45 bin kişiye istihdam imkânı veren bu projelerin destekleyicisi olacaklarını bildirdi. Ki, doğrusu da o.