Kale Grubu kurucusu İbrahim Bodur "Gider köyüme otururum!" diyor. Türkiye gibi yatırım ve yatırımcıya ihtiyacı olan bir ülkede iş adamı "Köyüme dönerim" noktasına gelmişse, orada duracaksın. Hele sözü söyleyen sektörün en başarılarından birisiyse. Bodur ki, AK Parti iktidarının Türkiye için her bakımdan bir şans olduğunu kabul eden ve bu düşüncesini her platformda açıklayan bir iş adamı. Tepkisi siyasi değil yani. Onu böyle konuşturan, 11 ilin daha teşvik kapsamına alınması!.. İbrahim Bodur'un haklı veya haksız olduğuna karar vermeden önce Çanakkale Seramik'in nereden nereye geldiğine şöyle bir bakmak lazım. Tekstilci bir ailenin çocuğu olan İbrahim Bodur, insanları sanayinin olduğu yere taşımak yerine, yatırımı istihdamın bulunduğu bölgeye yapmanın daha doğru olduğuna inanıyor. 1950'li yıllarda tekstili bırakıp kaplamalı malzeme (fayans ve seramik) üretimine başlamasının esas sebebi de bu. İbrahim Bodur, 1957 senesinde Çan'a ilk seramik fabrikasını kurduğunda, Çan'a 25 kilometre uzaklıktaki kendi hemşehrileri ayağa kalkıyor. Lokantalarında Bodur'a yemek bile vermiyor Yeniceliler . Sanayi için altyapı önemli. O günlerin şartları içinde çok daha önemli. İbrahim Bodur, her zorluğa göğüs gerip fabrikayı kuruyor. Elektrik yok diye yılgınlık göstermeyip kendi elektriğini kendisi üretiyor. 212 kilometre uzaktaki Bursa'dan doğalgaz getiriyor. Her işini teknoloji kullanarak yapıyor hem de. Sistem şıkır şıkır işliyor ama bu sefer de müşteri şikayetleri başını ağrıtıyor Bodur'un. Anadolu'ya çıkıp bunun sebebini araştırınca görüyor ki, fayans ustaları işi bilmiyor. 1977'de kurs verip ustaları eğitmeye başlıyor. Taa Almanya 'dan bile uzman getirip işin tekniğini öğretiyor onlara. Çanakkale Seramik'in 30'uncu yılını kutladığı 1987 senesinde ise bir adım daha atıp İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı'nı kuruyor. Böylece 'Ustalık eğitimi' ilmi bir hal alıyor. Bugün seramik yer ve duvar karosu kaplamacılığının yanı sıra sıvacılık, inşaat boyacılığı, sıhhi tesisatçılık ve yapı yalıtımcılığı alanında da kurslar düzenliyor bu vakıf. Bugüne kadar sayısız usta yetiştiren vakıf, geçenlerde yeni bir başarıya daha imza attı. Avrupa Komisyonu'nun finanse ettiği fondan 162 bin euro'luk destek aldı. AB ve Dünya Bankası'nın birçok fonu var ama proje üretemediği için Türkiye bu fonlardan istifade edemiyor. Dolayısıyla vakfın proje hazırlayıp fondan para alması bu bakımdan çok önemli. İbrahim Bodur'un neye öfkelendiğine gelince. Çanakkale teşvik alan iller arasında değil. Kale Grubu, Bodur'un ifadesiyle senede bin dolarlık bir katkı sağlıyor yöre halkının bütçesine. Bodur, "Bu hizmeti yaptık diye hem bölge cezalandırılıyor, hem de biz" diyor ve ekliyor. "Türkiye'de 24 seramik fabrikası var. Bunlardan 20'si teşvik alıyor. Elektriği yarı fiyatına kullanan, yüzde 200 yatırım teşviki alan, gelir vergisi ve gümrük vergisinden muaf olan rakiplerimle ben nasıl rekabet edeceğim? Anadolu'ya ilk giden insan benim. Anadolu'ya teşvik verilmesi en çok beni gururlandırır ama bunun bir haddi hesabı olması lazım." MI ACABA?!. 6 bin 500 ton madeni para basılıp dağıtılmış... Bu darphaneninki, ya kalpazanlar; onlar ne kadar bastı acaba? Gençler konuşmuyor kısa mesajla anlaşıyormuş... Yaşlılar konuştu da ne oldu? Kalp krizi riski en çok sabah 10.00'da artıyormuş... Biz o saatte yatıyoruz, yine risk var mı acaba? Mercedes, dünyanın ilk altın kaplamalı otomobilini üretmiş... Sonradan görme bir Türk sipariş vermiştir her halde onu! Bush'la yemek yemenin bedeli 10 bin dolarmış... Bizimkilerin yediği yemek niye pahalıya maloldu peki? Enflasyon rakamları bundan sonra tatil günleri açıklanmayacakmış... Bari tatil günümüz zehir olmasın!