Kriz gerçekten fırsata çevrilebilir mi?

A -
A +

Malum, bütün dünya gibi Türkiye de krizle cebelleşiyor. Kriz denen meret bir geliyor, pir geliyor. Delip geçiyor. Çok zayiat vereni de var, az vereni de. Fakat, bu "Global Kriz" vurduğu yeri sarstı. Fakat, diğerleri gibi bu da bitecek bir yerde. Eğer, Türkiye bu krizi fırsata çevirmek istiyorsa, işte o noktaya; krizin biteceği tarihe odaklanmalı. Neden öyle, onu da anlatayım: Türkiye'nin en büyük pazarı Avrupa. Nasıl krizden önce öyleyse, krizden sonra da öyle olacaktır mutlaka bu. Ayrıca, Avrupa ülkeleri krizden çıktığı zaman birçok Avrupalı firma mevcut işini de bırakmış olacak. Ya kârlılığının düşmüş olmasından, ya varisin kalmamasından, ya da sosyal güvenlik yükünün taşıyamayacağı kadar artmış olmasından dolayı işini bırakmak zorunda adam. İş kârlı iş aslında. Avrupalı için kârlı değilse bile Polonyalı veya Türk için kârlı. Durum böyle olunca, Türk müteşebbislerin şimdiden bu işletmeleri tespit etmesi ve hangi alanlarda kendisine imkân olduğunu belirlemesi gerekiyor. E, bir de Avrupalı tüketiciler var tabii. Bu kitle tüketime para harcamaya başladığı zaman başka ülkenin değil yine Türk firmalarının ürettiği buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon gibi beyaz ve elektronik eşyayı satın almalı. Tabii giyim eşyasını da. Bunu gerçekleştirmenin yolu, mevcut pazarı kaybetmeden ve hatta buna yenilerini ilave ederek o günlere kavuşmaktan geçiyor. Ama göz ardı edemeyeceğimiz bir gerçek var orada: Avrupa pazarına mal satan Türk firmalarının ipi tek başına göğüslemelerinin imkansızlığı! İşte devletin burada devreye girmesi gerekiyor. Şart bu. Özetle söylemek gerekirse, devletin ihracat yapan firmaları kesinkes desteklemesi icap ediyor. Çünkü, bugün işini kaybeden Türk insanının işini tekrar kazanmasının tek çaresi bu. İç piyasa ile bu kadar insanı iş sahibi yapmanın imkansızlığı herkesin malumu. Hem yüzde 10'ların üstüne çıkan işsiz sayısını indireceksiniz, hem de her sene iş isteyen 600 bin yeni işsize iş vereceksiniz! Bu, Türkiye'nin kendi iç piyasasını canlandırmasıyla olacak bir şey değil. İllaki dış piyasaya yönelmesi lazım. Onun yolu da o piyasayı daha şimdiden kontrol altına almaktan geçiyor. Vergi indirimiyle, tüketicinin cebine para koymayla iç piyasayı canlandırmanın faydası ne peki? Sayılamayacak kadar çok faydası varsa da en önemlisi, ihracatçı firmaların kriz bitinceye kadar ayakta kalmasını temin etmesi ve bir de tabiî istihdam ettiği işçiyi kapı önüne bırakmaması. Hasılı, Türkiye krizi fırsata çevirmek istiyorsa çok dikkatli olmalı ve akıllı stratejiler geliştirmeli. Bu da geleceği iyi okumaktan geçiyor. Avrupa eski Avrupa değil. Çok pahalandı bir kere. Sadece, turist olarak değil; yerleşmek için de Türkiye'yi tercih etmek mecburiyetinde kaldı bu adamlar. En başta sağlık hizmeti. Emeklisi de, çalışanı da Türk tabiplere teslim edecek bedenlerini. Türkiye ucuz çünkü. Ayrıca, turizm. Önümüzdeki senelerde Türkiye'yi şaha kaldıracak olan sektör turizmdir. Hele, destinasyon turizmi; Türkiye'nin olmazsa olmazı. Bu kadar zengin tarih ve kültür mirası başka ülkede yok çünkü.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.