Küre ısınıyor, gevşeyelim mi?

A -
A +

Küresel ısınma dünyanın bir numaralı meselesi olup çıktı ve tabii herkes panikatak durumunda. Yağışların geç gelmesi de bu işin tuzu biberi oldu. Dünya Ekonomik Forumu tarafından tertiplenen ve her sene İsviçre'nin Davos kasabasında gerçekleştirilen Davos Toplantısı'nın biri daha 10 gün önce sona erdi. Çok sayıda kişinin katıldığı bu toplantının maksadı dünyanın nabzını tutmak: Ekonomi ne yöne gidiyor? Para hangi ülkeye akıyor? Dünyanın kaymağını kim yiyor? Önümüzdeki sene kim ne yapmalı ki eli boş kalmasın?!. Davos Toplantısı'nın bu seneki ana teması "Küresel Isınma" idi. Dediğim gibi Davos'ta toplanan o kadar CEO, iş adamı ve yöneticinin tek gayesi vardı: Para! Paranın nabzını tutuyorlar. Hep onlar nabız tutacak değil ya. Organizasyonu gerçekleştirenler de onların nabzını tuttu bu sene. Onlara, "Önümüzdeki yıllarda dünyayı en fazla ne etkileyecek?" sorusunu yöneltip fikirlerini sordular. Elcevap: "Küresel Isınma." Bu cevabı verenlerin oranı yüzde 38. Aynı iştirakçilere ikinci bir soru daha soruldu: "Dünyanın en az hazırlıklı olduğu konu hangisi?" Bu sorunun cevabı da "Küresel ısınma" oldu. Hem bu sefer oran daha da yüksekti: Yüzde 55. Küresel ısınma nedir? Dünya nüfusu artıyor. Fosil yakıt kullanımı da tabii. Üstüne üstlük ormanlar da azaldı ve atmosfer, eskiye oranla daha fazla karbondioksit ve metan gazıyla doldu. Bu da dünyanın güneş ışınlarını yansıtma hususunda eskisi gibi başarılı olamadığı anlamına geliyor. Bütün bu olumsuz gelişmeler ısınmaya neden oluyor haliyle. Dünyanın bazı bölgeleri kasırga ve sel altında kalırken; bazı bölgelerinde kuraklık baş gösterdi. Bu durum bitki ve hayvan türlerini yok olmakla tehdit eden bir durum. Fırsatlar göz ardı edilmesin Tarım ve hayvancılık etkileniyor da diğerleri vaziyeti kurtarıyor mu sanıyorsunuz? Keşke öyle olsaydı ama hemen her şey etkileniyor bu küresel ısınmanın getirdiği iklim değişikliğinden!.. Aha İspanya, İtalya ve Yunanistan. Akdeniz'de sahili bulunan bu ülkelerin turizmcileri kara kara düşünmeye başladılar bile. Neden? Havalar daha fazla ısınırsa sahillerine kimse gelmez de ondan. Hadi geldi diyelim, bugünkü 145 milyon turistin gelmesi mümkün mü? Ya Türkiye? Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) dikkatleri kuraklığa çekip tedbir istiyor. TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, her ne kadar bir ay önce yüzde 50 olan buğday verim kaybının, son yağışlarla yüzde 20-30'lara düştüğünü ifade etmişse de ısrarla "tedbir" diyor. Yüzde 20-30'luk verim düşüklüğü sadece bu seneye mahsus değil çünkü. Önümüzdeki sene daha fazla olmayacağının bir garantisi yok! Zaten, önümüzdeki sene daha fazla olacağını söylüyor bilim adamları bu ısınmanın. 2100 senesine gelindiğinde ısı artışının 6.4 derece santigratı bulacağına da işaret ediyorlar ki, çok vahim bir durum bu! Geçen birkaç aya şöyle bir bakın hele. Küresel ısınmadan dolayı salep satışları düştü. Ihlamur ve limon dip yaptı. Kombiyi bırakan vatandaş, klima ile idare etti. Kar zinciri elde kaldı. Kışlık giysiler tezgahtaki yerini ince elbiselere bıraktı. Yalancı bahar don tehlikesiyle karşı karşıya getirdi erik, kiraz, şeftali gibi sert çekirdekli meyveler ve narenciye ağaçlarını. Zeytin ağaçları ve üzüm asmaları için de geçerli bu tehlike. Hasılı, bu tehlikeye karşı ciddi tedbirler alınması gerekiyor. Bir de su konusu var ve tabii bu da "susuzluk" demek! Dünya sulak arazilerinin yüzde 50'sini kaybetti. Türkiye suyu bol olan bir ülke değil; daha şimdiden çölleşme başladı. Su kaynaklarının önemli bir kısmı sanayi kirliliği yaşıyor. Bunlara da çare bulunması lazım. İyi de hiç mi fırsat yok bu işin içinde? Olmaz olur mu, var tabii. Yeter ki, kriz yönetimini yapanlar basiretli ve vizyon sahibi olsun. Turizm mesela. Türkiye'nin bir an evvel turizm politikasını gözden geçirmesi ve yayla turizmine ağırlık vermesi gerekiyor. Orta Doğu insanları zaten gelmek istiyorlardı, küresel ısınmadan dolayı bu istekleri zaruret oldu onlar için. Şehirleri marka yapmak için de büyük fırsatlar var aslında bu mevsim değişikliğinin içinde. Hakeza göç; tersine dönebilir. Son söz: Türkiye'nin risk ve fırsatları iyi görüp stratejik yol haritasını bir an evvel çizmesi lazım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.