Küresel ısınma limoncuyu dondurdu!

A -
A +

Havaların sıcak geçmesi, limon tüketimini olumsuz etkiledi ve narenciye üreticisi perişan oldu. Tarihinin en sıcak kış aylarını geçiren Avrupa'da limon satışları bıçak gibi kesildi. Dolayısıyla, yaz aylarında tükettiği limon kadar limon tüketiyor Avrupalı. Hakeza Rusya; o da öyle! Türkiye'nin limon deposu hiç şüphe yok ki, Mersin. Adana, Tarsus, Hatay genellikle portakal üretiyor, Mersin ise limon. Bölgenin senelik limon üretimi 2 milyon 500 bin ton. Bunun 900 bin tonunu ihraç ediyor. İhracat performansı her geçen sene minimum yüzde 10 artarak büyüyor. Kasım ayı sonu itibariyle 707 bin ton limon ihraç eden Mersin; 322 milyon dolar gelir elde etti. Geçen senenin aynı döneminde ise 796 bin ton limona karşılık 354 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirmişti. İhracatta bir problem yok yani. De... geriye kalan ürün var bir de. O ne olacak? Kilosu 30 kuruşa ancak müşteri bulan limon kimin dişinin kovuğunu doldurur ki? Satılmadığı için ürün ağaçta kalıyor, ya da çöpe gidiyor maalesef... Geçen sene greyfurt toplanmadı mesela ve ağacında kaldı. Bu sene limon üreticisi tüccara, "Gel bahçedeki limonu topla" diyor. "Bana kilo başına 15 kuruş ver yeter!" Limon satan tek ülke Türkiye değil tabii. İspanya başta olmak üzere Akdeniz ülkelerinin hemen hepsi limon üretiyor Mısır, da onlardan birisi. Hem üretiyor, hem de üreticisine ton başına 100 doların üstünde teşvik veriyor bu ülke. İspanya ise 60-70 dolar. Türkiye'de de var teşvik; üç aşağı beş yukarı İspanya kadar. Avrupa Birliği (AB) standardına yakın yani. Fakat, Arjantin çok daha fazla avantaja sahip bu konuda. Hem teşvik var orada, hem de uçsuz bucaksız arazide üretim yaptıkları için maliyetler çok düşük. Mersin'de de para kazanan çiftçi yok değil, var. Büyük arazide üretim yapan çiftçi her şeye rağmen kazanıyor. Fakat, kaç tane var ki böyle bahçe sahibi çiftçi? Çoğu, 5-10, bilemedin 15 dönüm bahçede yapıyor üretimini. Bu küçük evsaflı bahçelerde gerçekleştirilen limon üretimi hem daha maliyetli, hem de verimi düşük!.. Şayet Mersin bu parçalı topraklarda üretim yapmaya devam ederse, dünya devleriyle rekabet etme şansını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacağa benziyor. Bu da, işsizler ordusuna yeni insanların katılması demek!.. Narenciyeye dayalı sanayi Bütün bu handikaplara bakıp limondan vaz mı geçilsin? Hayır! Çünkü limon; sağlıklı yaşamak isteyen insanların vazgeçmediği bir meyve. Bir nevi tabiî ilaç. Sinir sistemini olumlu etkiliyor bir kere. Bakterileri öldürme özelliği de dahil sayılamayacak faydaları var. Enfeksiyonlu hastalıklara karşı koyuyor, kalbi yatıştırıyor, tansiyon düşürüyor, kanı sulandırıyor, karaciğer ve pankreasa çok faydalı. Romatizmaya da iyi geliyor. Grip, anemi, bronşit ve migrene karşı kullanıldığı ise zaten biliniyor. Daha bitmedi: Rendesi keklere, pudinglere ve bisküvilere katılıyor. Kozmotik ve sabun sanayiinin olmazsa olmazı. Talep de var. Ayrıca, bölgede yetişen limon çok kaliteli. O halde geriye bu ürünü verimli hale getirmek ve üreticiyi bu işi yaptığından dolayı bin pişman etmemek kalıyor. Her şeyden evvel, limon üretiminin gıda endüstrisi ile entegre hale getirilmesi şart. Limon öyle bir gıda ki, kabuğundan suyuna kadar hemen her bir parçası endüstride kullanılabiliyor. Türkiye'deki meşrubat fabrikaları limon asidini Arjantin'den ithal ediyor. Neden? Bu endüstri yok da ondan!.. Narenciye üreticisinin şirket, kooperatif veya birlikler marifetiyle bir bütün haline getirilmesi ve maliyet unsurunun aşağı çekilmesi zarureti var bir de. Mersin Ziraat Odası'nın daha aktif olması gerekiyor. Ayrıca, Alata'daki "Bahçe Kültürü Araştırma Enstitüsü"nün mutlaka fonksiyonel hale getirilmesi lazım. Alata Enstitüsü'ne ayrılan bütçe, çalışanların maaşını ve ısınma giderlerini ucu ucuna karşılıyor zaten. Kaldı ki, bahçecilik işine baksın!. Mersin'de başlatılan inovasyon çalışmaları zaten, tarıma dayalı sanayinin bölge kalkınmasında lokomotif görevi yapacağını ortaya çıkardı. Bu sene faaliyete geçen Çukurova Kalkınma Ajansı hemen kolları sıvayıp bu konu üzerinde projeler üretirse çiftçi kurtulur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.