Kurtulmuş'un "Has"ı

A -
A +

Herkesin ve her şeyin kendine göre bir "has"ı vardır. Adamın hası. Doktorun hası. Arkadaşın hası. Üzümün hası ... Numan Kurtulmuş'un "has"ı da partisi. Has Parti: Halkın Sesi Partisi. Görüp konuştuğum çok insan, partinin ismiyle müsemma olduğu hususunda hemfikir. Kurtulmuş'un halkın sesi olma konusunda samimi olduğunu düşünüyor bu insanlar. Has Parti Lideri Kurtulmuş, geçen gün arkadaşlarıyla birlikte gazetemizi ziyaret edip programlarını anlattı. Kendisine şunu sordum. Bundan 3-5 sene öncesine kadar muhafazakârlar "baskı altındayız" diye yakınırdı. Şimdi ise laikler şikâyetçi: "Baskı altındayız!" Son rakamlara göre konuşacak olursak; yüzde 58-42 durumu! Siz bunun hangi tarafındasınız? Kurtulmuş'un cevabı şöyle oldu: "Cami cemaati ile meyhane müdavimini karşı karşıya getirmem. Bu ucuz siyasettir. Ben yapmam." İyi de aidiyetler üzerinden siyaset yapan kazanıyor, yapmayanlar kaybediyorlar. Siz kaybetmeye mi talipsiniz? "Hayır. Biz zor olana talibiz. Zoru başararak kazanmak istiyoruz." Orasını anladım da, siz meramınızı anlatıncaya kadar atı alan Üsküdar'ı geçerse?! "O devir bitti. Türkiye Sağ-Sol; Türk-Kürt; Alevi-Sünni; Laik-Muhafazakâr kavgalarını çok yaptı ve bunların kendisine bir şey kazandırmadığını gördü." Pek de haksız sayılmaz hani. Son 50 senede Türkiye bu anlamsız kavgalarla geçirdi vaktini. Ele geçen ne? Ne "Türk'üm" diyen zengin oldu, ne de "Kürt'üm" ya da "Aleviyim" diyen. Belli bir zümre zenginleşirken, aidiyet kavgası veren kalabalık fakirleşti. Bir nevi perdeleme görevi yaptı o kalabalık yani. Yiğidi öldür ama hakkını yeme! Bu 50 senelik süreç içinde ülkeyi yöneten iktidarlar da bir şeyler verdi tabii fakir fukaraya. Da... bir işe yaramadı. Yaramadı çünkü, onların yaptığı sosyal yardımlar, balık tutmayı öğreten cinsinden değildi. Ya neydi? Balık yemeyi öğreticiydi. "Ye balığı, ver oyu!" Kurtulmuş'un gayreti, bu yönden takdire şayan. O, ahaliye balık tutmayı öğretmek istiyor. Seçimler yaklaşıyor ya. Partiler telaşlandı. Daha doğrusu seçmen avına çıktı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, kesenin ağzını açıp "İktidara gelirsek, yoksul aileye 600 TL maaş bağlayacağız" dedi. Çocuk sayısı ve tahsil durumuna göre bin 250 TL'ye kadar çıkacakmış bu maaş. Kılıçdaroğlu öyle diyo! Adını da koymuş: "Aile Sigortası." AK Parti İktidarı ailelere ve çocuklara sosyal yardım veriyor ya... O'na nispet olsun! Zamanında bu yöntemi kullanan çok oldu. İtiraf etmek lazım ki, "Kim ne veriyorsa ben 5 fazlasını vereceğim" diyenler oy da aldı. Almasına aldı ama o oyun ne alana faydası oldu, ne verene, ne de ülkeye. Aksine zararı oldu! Sonuç ortada: 5.5 milyon yoksul. 6.5 milyon çocuk. 1.1 milyon yaşlı. 600 bin engelli. 3 milyon aile yoksul ve yardıma muhtaç! Kurtulmuş bu tür yalancı emziklerle ahaliyi kandırmak yerine, topluca kalkınmaktan söz ediyor. Aslında imkânsız değil söyledikleri. Doğru stratejiler, uzun vadeli planlar herkesin balık tutmasına imkân verdiği gibi işsizliği de önler. Türkiye'de balık avlayacak deniz de var, göl de. Yeter ki istensin!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.