Kurtulmuş'un "Saadet"i

A -
A +

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ile önceki gün Yıldız Parkı Malta Köşkü'nde bir sabah kahvaltısı yaptım. Kurtulmuş'u, çok kimse takdir ediyor. Nasıl etmesinler ki? Çalışkan bir kere. Ayrıca, genç, vizyon sahibi ve Prof. Halkın arasına giriyor, esnafı dinliyor. Duyup gördüklerine göre politika üretiyor ve ne yapılması gerektiği hususunda strateji geliştiriyor. SP, "Milli Görüş" çerçevesi içinde sıkışıp kalmış bir parti değil, onu da söyleyeyim. Haaa, bu hâl onları iktidara taşır mı? Bu soruya evet demek için çok erken ama Parlamento'ya girmeleri kesin gibi. Kurtulmuş, Başbakan Erdoğan'ın "one minute" çıkışına da, IMF'ye "güle güle" deyişine de olumlu bakıyor. Ama hemen peşinden "Saadet Partisi'nin baskı ve zorlaması nedeniyle yaptı bunları" demeyi de ihmal etmiyor. Kurtulmuş'un esas iddiası, Erdoğan'ın bu çıkışlarının göstermelik olması. "Şayet, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Genel Kurul Toplantısı'nda İsrail'in atom ve nükleer kapasitesiyle ilgili önergede Türkiye, 'tarafsız' kalmayıp 'var' diyebilseydi; aklım ererdi. Arkasında duramadı" diyen Kurtulmuş, "AK Parti, Türkiye'yi emperyalizmin emrine soktu" dedi. Kurtulmuş'un "emperyalist güçler" derken kastettiği, ne ABD, ne Avrupa, ne de başka bir ülke. Onun kastı, "rantiye" kesimi. Daha doğrusu, Türkiye'ye borç verip yüksek faiz alan kişi ve kurumlar. Kurtulmuş, geçmişte sadece devlet borçlu iken, AK Parti İktidarı döneminde borcun şirketlerin sırtına yüklendiğini ifade etti. "Sadece şirketler olsaydı, hadi neyse. KOBİ ve fertler de borç batağına atıldı. 7 yılda, tüketici kredileri yüzde 4 bin 285, kredi kartı borçları ise yüzde 837 oranında arttı. Ülkede herkes rantiyenin eline düştü" diyen Kurtulmuş, bu gidişin doğru bir gidiş olmadığını ileri sürdü. AK Parti de, Saadet Partisi de aynı bahçenin meyveleri. Kökleri, "Milli görüş"e dayanıyor. Kurtulmuş, "milli görüş" düşüncesine sımsıkı sarılıyor ve "Biz" diyor, "Maneviyatçıyız. Hakka ve halka hesap vereceğimizi unutmuyoruz. Anti-emperyalistiz. Herkesin özgürlüğünü isteyen ve herkesi kucaklayan yerli bir partiyiz. AK Parti ise kendini emperyalizme teslim etti. Onlar ne derse onu yapıyor!" AK Parti'nin iktidar olduğu 7 sene içinde sayısız hata yaptığını iddia edip; "En büyük hataları, Kemal Derviş'in kurduğu düzeni devam ettirmeleri oldu" şeklinde konuşan Kurtulmuş, AK Parti İktidarı'nın diğer hatalarını ise şöyle sıraladı: "Tarımda çalışan kesimi nüfusun yüzde 10'una çekmek yanlıştı. Köylüyü şehre taşıyıp onları işsiz, güçsüz bıraktılar. Talep enflasyonunu körükleyip herkesi borçlu duruma soktular. Özelleştirme adı altında kamu işletmelerini yabancılara peşkeş çektiler. 50 milyar dolarlık bir özelleştirme gerçekleştirildi. Bu para, ülkenin bir senede ödediği faizin karşılığı!" AK Parti İktidarı'nın nüfusun yüzde 1'ini zengin ettiğini, geri kalanları ise fakirleştirdiğini vurgulayan Kurtulmuş, iktidar-muhalefet ilişkilerine de temas etti ve "AKP ve CHP birbirinin değirmenine su taşıdı" dedi. Kurtulmuş, Türkiye'nin Anayasa değişikliğini mutlaka gerçekleştirmesi gerektiğini savundu ve "Mevcut Meclis dışında bir meclis kurulsun ve bu mecliste toplumun her katmanından insan bulunsun. Bir sene çalışıp, ülkenin her kesimini mutlu edecek bir Anayasa hazırlasın bu meclis" dedi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.