Türkiye kuş gribi şokuna girdi. Bu şokun nedeni her ne kadar yabani kuşların saçtığı H5N1 virüsü ise de esas tehlike insanların bu virüsü kapan kümes hayvanlarıyla koyun koyuna yatması durumu oldu!.. Türkiye, bir de değil üç göç yolu üzerinde bulunuyor. Bu da; risk üstüne risk anlamına geliyor tabii. Avrupa, Rusya ve Asya'dan Afrika'ya göç eden kuşların önemli bir kısmı Türkiye üzerinden geçiyor çünkü. Kuşların göç yolu üzerinde bulunduğu için Antakya'ya havaalanı yapılamadığını belirtirsem demek istediğimi daha iyi vurgulamış olurum herhalde. Sonbahar'da başlayan kuş göçüyle birlikte Türkiye de risk bölgesi olup çıktı. Hem Kuzey ve Orta Avrupa üzerinden, hem Rusya ve Kafkasya üzerinden gelen kuşlar Türkiye'deki sulak alanlara yerleşip dinleniyor ve kendilerini Afrika'ya kadar uçuracak gücü topluyorlar. Bu sene hastalıklıydı bu hayvanlar. Onların bıraktıkları atıklardaki virüsü kapan kanatlı hayvanlar adeta birer canlı bomba olup çıktı haliyle. Kuş gribi Avrupa'yı teyakkuza soktu. Rusya da öyle. Hele Asya; dökülüyor!.. Çin ve Vietnam halkı kuş gribiyle boğuşuyor. Dünyada 80 kişi kuş gribinden dolayı hayatını kaybetti. Toplumun konuya 'karımı ve çocuğumu alın ama tavuğuma dokunmayın' mantığıyla yaklaşması ve bürokrasinin vurdumduymazlığı üst üste gelince kuş gribi maalesef Türkiye'nin birçok bölgesine yayıldı fakat başta Tarım Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ve mahalli idarelerin anında müdahaleleri ile olay kontrol altına alındı. 500 binden fazla tavuk itlaf edildi ve insanla hayvanın temasına son verildi. Kuş gribi, kuştan kuşa geçen bir virüs. Ancak, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) henüz her şeyin bitmediğini söylüyor ve dikkatli olunması hususunda uyarıyor: "Virüs mutasyona uğradı ve insanlara geçmesi daha kolaylaştı!" Bu da daha fazla tedbir anlamına geliyor tabii. Tavuk eti yiyorum Buraya kadarı vakanın sağlıkla ilgili tarafı. Olayın bir de ekonomik yönü var. Bütün dünyanın gözü Türkiye üzerinde. Bu virüs kontrolden çıkacak olursa kimi elindeki Türkiye bonosunu satacak, kimi Türkiye'ye yaptırdığı rezervasyonu iptal edecek!.. Şimdilik bunlar yok ama konu ciddi bir konu. Tedbir üstüne tedbir almak gerekiyor. 3 milyar dolarlık bir hacme ulaşmış bulunan tavukçuluk sektörü 100 bin kişi istihdam ediyor. Büyük yatırımlar yapan ve o kadar kişinin ekmek kapısı olan bu sektörün durumu ne olacak şimdi? Ben şahsen tavuk eti yiyorum; yumurta da. Bu besleyici gıdayı terk edecek değilim. Kaynatıldığı için yenmesinde hiçbir mahzur yok zaten ama vatandaş hem tavuk eti ve hem de yumurta yemiyor. Yese bile eskisi kadar değil. Tavuk sektörünün en önemli merkezlerinden birisi olan Balıkesir'in Bandırma ilçesinde 3 milyon tavuğun itlaf ve milyonlarca yumurtanın da imha edileceği bildirildi. Bir yumurta tavuğunun ekonomik ömrü 270 yumurta verdikten sonra bitiyor. Ondan sonra kesimhaneye gitmesi gerekiyor ancak 'kuş gribi' nedeniyle bu tavuklar elden çıkarılamıyor. Onların bakımı beslenmesi büyük maliyet! TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye genelinde itlaf edilecek tavuk sayısının 8 milyon olduğunu açıkladı. 8 milyon tavuğun itlafı demek, 560 milyon dolar bir maliyet demek. Kim nasıl karşılayacak bu yükü? Risk çok büyük ama sigorta bile yok! İşletmelerin bir kısmı kredi almış, ödemesi lazım. Hakeza vergi. Bayram tatilinde toplanan Ekonomik Sorunları Değerlendirme Konseyi'nde (ESDK) bu konu enine boyuna görüşüldü. Dün Bakanlar Kurulu'nun gündeminde de bu konu vardı. Tavuk eti değer kaybına uğradı. Bir kilo tavuk eti neredeyse bir yumurta fiyatına düştü? Üretici çalışanlarını çıkarmadan mevcut krizi atlatmaya çalışıyor ama bankadan kredi almazsa nasıl yapacak bunu? Üretici ucuz yem istiyor. Düşük faizli kredi, sigorta prim ve vergi borcunun ertelemesini talep ediyor. Bu konunun ivedilikle bir sonuca bağlanması lazım.