Lider ülke miyiz?

A -
A +

İstanbul Sanayi Odası (İSO) 15 ve 16 Aralık 2009 günleri "Sanayi Kongresi"nin sekizincisini gerçekleştirdi. Her seneki gibi yine dolu doluydu. Kongre'nin misafir konuşmacılarından biri olan Dr. Ian Goldin, "Türkiye kriz yönetiminde model ülke oldu" dedi ve son birkaç yılda da dış politikada öne çıktığının altını çizip şöyle konuştu: "Bunu iyi yönetmek lazım. Çünkü, 21'inci yüzyılda tekrar dünya lideri olacaksınız." Goldin sözleri yabana atılacak birisi değil. Oxford Üniversitesi Direktörü ve eski Dünya Bankası Başkan Yardımcısı. İşin uzmanı yani. Goldin kesinlikle boş konuşmuyor. "Bu kadar para aldım. Şirin görüneyim, gururlarını okşayayım" diye bir tasası da yok. Goldin, bu sözleri söyleyen tek kişi olsa, "acaba" der insan. Ama, dost-düşman herkesin hemfikir olduğu bir husus bu: Türkiye geleceğin lider ülkesi. De... bir köşede oturup 2025 yılını beklemekle olacak şey değil bu. Şayet, dünyanın 10'uncu ekonomisi olacaksanız buna hazırlanmanız, çalışmanız lazım. Dr. Goldin "İyi yönetmeniz lazım" derken bunu kast ediyordu zaten. Goldin, "Türkiye'nin liderlik rolünün yolu açıldı. Geleceği parlak. Ancak, bunu birileri verecek değil. Türkiye'nin alması lazım" dedi. Dünya artık global bir köy oldu. Çok daha fazla iç içe yaşıyoruz. Sınırlar dahi eski önemini kaybetti. Bilgi ve inovasyon öne çıktı. Bir ülkenin kararı, diğer ülkeyi anında etkiliyor. Bu şartlar içinde şayet Türkiye liderlik rolünü doğru oynar ve yaşanan değişimi doğru yönetebilirse, geleceğin lideri olmaması için hiçbir neden yok. Yeter ki, ortak aklı kullanmayı öğrensin. Bunun tek bir şartı var; o da, iç ve dış dinamikleri doğru yönetmek ve komşu ülkelerle ilişkileri karşılıklı menfaat eksenine oturtma basireti göstermek. Peki, biz bu basireti gösterme potansiyeline sahip miyiz? Ben ümitliyim şahsen. Nedenini de söyleyeyim. Evet, Türkiye önümüzdeki senelerde enerjiye daha fazla ihtiyaç duyacak ve petrol ithal etmek için daha fazla döviz ödeyecek. Belki, su sıkıntısı da çekecek ama bunun yanında sayılamayacak kadar fazla avantaja sahip. Genç nüfus. Vasıflı eleman. Altyapı. İklim. Bunların hepsi Türkiye'nin artıları. Ümitliyim, derken bunu söylüyorum. Lider oluruz. Yeter ki, birlik ve beraberliğimizi bozmayalım. Sanayi Kongresi'nde konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu... İSO Başkanı Tanıl Küçük. hepsi ama hepsi bu mesajı verdi. "Problemleri birlikte çözmeliyiz. Hepimiz el ele vermeliyiz." Türkiye bugüne kadar gruplaştı, kaybetti. "Sen-ben" kavgasına girdi, zararlı çıktı. Sanayi Kongresi'nde duyduğum birlik ve beraberlik mesajları beni etkiledi, moralimi düzeltti. "Sen-ben" kavgalarından uzak duran, "Ben ne diyorsam o" bencilliğinden çıkma basireti gösteren ve ortak aklın etrafında toplanan bir Türkiye'nin çözemeyeceği problem, atlatamayacağı badire olmaz, diye düşünüyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.