Lojistik deyip geçmeyin

A -
A +
Transport Lojistik Fuarı dün sona erdi. Her sene gerçekleştirilen bu fuar Türkiye'nin lojistik gücünü göstermesi bakımından da önemli bir fuar.  Sektörün, Türkiye'nin "2013 yılında 500 milyar dolar ihracat" hedefinde üzerine düşen role hazırlandığını gördüm. Eksiklerini tamamlarsa bihakkın yapar bunu!
Türk lojistik sektörü geçen sene ekonomiye 6 milyar dolar katkı sağladı ama yetmez! Arttırması lazım.  Dünya lojistik pazarının 2015 yılında 12 trilyon dolarlık bir büyüklüğe erişmesi  bekleniyor. Bu devasa pastadan Türk lojistik sektörü neden daha fazla pay almasın? O potansiyel varken hem de.
Karayolu taşımacılığında çok iddialı bir kere. Türkiye 53 bin çekiciden oluşan modern karayolu taşımacılığına sahip ve Avrupa'nın en büyüğü. Deniz, hava ve demiryolu taşımacılığında da iddialı hale gelmesi lazım ki, dört başı mamur bir sektör olsun.
Türkiye, yabancı lojistik firmalarının ilgi odağı haline geldi. Ortaklık yapıyor, şirket satın alıyorlar. Fuarda da bariz bir şekilde görülüyordu bu ilgi. Katılan firmaların yarısı yabancıydı. Hem de Avrupa'nın en büyükleri katılmıştı. Hububat ve likit yağ lojistiğinde Türkiye'nin en büyüğü olan Ceynak Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı'ya yabancı firmaların Türkiye'ye bu kadar fazla ilgi duymasının zararlı olup olmadığını sordum. "Şu anki durum, zarar verici değil" dedi ve ekledi: "Dünya küçüldü. Herkes her yerde olabiliyor. Korkacak bir durum yok. Yeter ki oyunu kuralına göre oynayalım ve dalganın üstünde kalma becerisini gösterelim."  
Çok doğru bir tespit.  Hangi ürünü üretiyor ve hizmeti sunuyor olursa olsun, maliyetleri aşağı çekemeyen firmaların  iç pazarda da, dış pazarda da rekabet etme şansı kalmadı. Yabancı firmaların pazara girmesinin, sektöre; kendine çekidüzen  vermesini hızlandırıcı bir kaldıraç görevi göreceği kesin.
Türk lojistik sektörünün  ülkenin gerçekleştirdiği ve dış ticaretin taşımacılığını yapmanın daha ötesinde bir hedef seçmesi de lazım. Fakat, sektörün küçük firmalardan meydana geliyor olması ciddi bir problem. Hem sermaye yapılarını zayıflatıyor bu durum, hem de rekabet şanslarını. Dış ticarette kâr marjları düştü. Taşıma giderleri, işletmelerin önemli maliyet unsurlarından biri haline geldi. Lojistik sektörünün firmalara bu avantajı sağlar hale gelmesi lazım.
Türkiye Limacılık alanında 3 ülkeden biri olmaya namzet. Devlet ve özel sektör kendine düşeni yapması şartıyla tabii. Hadi sektör gerekli yatırımları yaptı ve araç parkını büyüttü, diyelim. Şayet devlet ulaştırma alanında bütünlük arz eden bir altyapı kurmamışsa; boşa gider onca yatırım. Dış ticaretin yarısını gerçekleştiren İstanbul'un bir lojistik köyü yok mesela. Bu eksikliğin de acilen giderilmesi gerekiyor.
Fuarda bir başka dikkat çekici durum ise ekipman firmaları idi. Neredeyse tamamı yabancıydı. Türk firmalarının ekipman üretimine ağırlık vermelerinin vakti geldi de geçiyor bile.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.