Ülkeler arası ilişkiler siyasi, iktisadi ve sosyal ayaklar üzerine oturtulur genellikle. Hele komşu ülkeyse söz konusu; o zaman daha da bir önem arz eder bu mefhumlar. Türkiye tam tersini yaptı. Komşularını düşman belledi ve askerî ayak üzerinde durdu onlara karşı. Düşman komşuları tarafından çepeçevre sarılmış bir ülke askerî güçten başka ne düşünür ki, Türkiye farklı düşünsün? Ne komşuları ile ticareti geliştirmeyi düşündü, ne de sosyal bağları sağlamlaştırmayı. Kültür birliğini, din birliğini ve hatta akrabalık bağlarını yok saydı. Varsa yoksa siyasi gerginlik ve yarın savaşa girecekmiş gibi teyakkuz hâli. Askerî güç göstermenin haddi hesabı yoktu. Ne savaş oldu halbuki, ne bir şey ama "düşman" komşularına sırtını dönen Türkiye içine kapandı ve hep savaşçı ruhuyla yaşadı. Rahmetli Turgut Özal'a kadar sürdü bu içe kapanma hâli. Diyaloglar başladı. Ticaret ve yatırım iklimi oluştu. Şimdi vizeler de kalktı. Sınır ticareti gelişti. Diğer ülkedeki akrabasını bayramdan bayrama gören insanlar her gün görmeye başladı. Turistik ziyaretlerin sayısı arttı. Sosyal kaynaşmayı iş birlikleri takip etti. Irak Türkiye'nin en gözde pazarı oldu. Türk firmaları Mısır'da yatırım yaptı. Libya Türk müteahhitlerinin inşa ettiği görkemli binalarla rengini buldu. Suriye ile üst üste ticari anlaşmalar yapıldı. Bütün bu gelişmeler gösterdi ki, Türkiye'nin komşularına, komşularının da Türkiye'ye ihtiyacı var. Ortak projeler geliştirildi. Dostlukları pekiştirmek maksadıyla anlaşmalar imzalandı. Derken "Arap Baharı" dönemi gelip çattı. Hemen her şey değişti. Komşu ülke halkları "demokrasi" aşkıyla meydanlara indi. Liderlerini göndermeye başladılar birer birer. Kolay olmadı tabii. Kan aktı. İç savaşlar yaşandı ve yaşanıyor. Suriye mesela. Beşar Esad yönetimde kalmak için elinden geleni ardına koymuyor. Zulümse zulüm. Şiddetse şiddet! Türkiye'nin Suriye ile ticareti durduğu gibi transit geçişler de durdu. Türk sanayi ve lojistik sektörü fazlasıyla etkilendi bu durumdan. Saras Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Aras ve CEO'su Tamer Dinçşahin ile sektörün durumunu konuştuk. İçler acısı. Ateş düştüğü yeri yakıyor. 500 TIR'lık bir filosu var firmanın. Turgay Aras, iş hacminin yüzde 40 azaldığına dikkat çekti ve "Ne yapacağımızı şaşırdık" dedi. Avrupa ülkelerinin yanı sıra Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Gürcistan'a da taşıma yapıyor firma. "Suriye tamamen durdu. İran Suriye olaylarından dolayı her türlü zorluğu çıkarıyor" diyen Turgay Aras, "Suriye bizim için çok önemliydi" dedi. Kimin için değildi ki? Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki hemen her il etkilendi. Tamer Dinçşahin ise "Firmaların uluslararası rekabete hazırlandığı bir dönemde böyle bir kriz sektörü fena vurdu" dedi ve yabancı firmaların yerli firmaların yerini almaya başladığına işaret etti. Türkiye'de finansman temin etmenin maliyeti yüzde 15'yi buluyor. Yabancı ise yüzde 4-5 ile kredi bulma imkânına sahip. Krizi göğüslemeleri daha kolay oluyor tabii. Bu kritik dönemde devletin firmaları koruyup kollaması lazım. Da... hani?