Önceki gün MAN Türkiye'nin 45'inci kuruluş yıl dönümü kutlamaları münasebetiyle Ankara'daydım. Yıl dönümü vesilesiyle eş-dostla görüşme imkanı da buldum. Her bakımdan iyiydi yani. MAN Türkiye CEO'su Tuncay Bekiroğlu ve Yönetim Kurulu Başkanı Münür Yavuz hep davet ederlerdi ama bir türlü nasip olmamıştı. En sonunda onu da gerçekleştirdim ve MAN Fabrikası'nı baştan aşağı gezdim. Harika! Çalışma düzeni ve iş disiplini fazlasıyla etkiledi beni. Standart ve kalite anlayışı da öyle; müthiş. Bu sözü MAN'ı övmek için sarf ettiğimi sanmayın sakın. Benim gayem başka. 253 sene önce Almanya'da kurulan ve bugün dünyanın hemen her bölgesinde satış ve üretim yapan köklü bir firmanın bundan 45 sene önce Türkiye'ye gelip ülkemizde istihdama katkı sağlamasına dikkat çekmekti esas maksadım. Ankara'daki MAN Fabrikası'nda bugün bin 713 kişi çalışıyor. Her birisi eğitimli ve vasıflı eleman bunların. Sadece istihdam mı? MAN ve MAN gibi firmaların ülkemize sağladığı fayda o kadar fazla ki, hangisini sayayım?!. İhracat mesela. MAN'ın Ankara'daki otobüs fabrikası dünyadaki MAN otobüs fabrikalarının en büyüğü. Günde 18 otobüs üretme kapasitesine sahip. Ayrıca, anahtar teslimi üretim yapan tek fabrika yine Ankara. Otobüs deyip geçmeyin. Bir otobüs 145 bin parçadan meydana geliyor. Türkiye'de üretilen MAN ve NEOPLAN otobüslerinin yüzde 60'ı yerli. Tuncay Bekiroğlu hedeflerinin yüzde 75 olduğunu söyledi. Almanya'da üretilen kamyonlarda kullanılan yedek parçaların yüzde 15'i yine Türk malı. MAN şimdi ihtiyacı olan yedek parçalarının çoğunu dışarıya yaptırıyor. Yan sanayi sektörünün büyüyüp gelişmesinde önemli rol oynuyor yani. Tuncay Bekiroğlu misyonlarını anlatırken, aynı konuya vurgu yaptı zaten. "Biz Türk yöneticilerin iki hedefi vardır. Bunlardan biri, istihdama katkı sağlamak. Bir diğeri de Türk yan sanayinin gelişmesine destek vermek." Bu hedefin gerçekleştiğine bizzat şahit oldum. MAN Türkiye'de ürettiği otobüsleri 41 ülkeye ihraç ediyor ki, bu da tabii Türk ürün ve emeğinin ihraç edilmesi anlamına geliyor. 45'inci yıl kutlamaları için MAN CEO'su Georg Pachta-Reyhofen de Ankara'daydı. Kendisiyle yaptığımız sohbette, Türkiye'deki fabrikadan söz ederken; "Gözbebeğimiz" ifadesini kullandı. Bu iltifatın altında sadece ekonomik nedenlerin değil, insan malzemesinin de yattığını görmek bizleri de gururlandırdı doğrusu. Ne de olsa, Türk yönetici ve işçilerinin başarısından söz ediliyor. Pachta-Reyhofen 2011 yılında MAN'ın 14 milyar 700 milyon avro tutarındaki cirosu ile Avrupa'nın 30 büyük firması arasında yer aldığını söyledi. En önemli haber ise Wolkswagen'in MAN'ın yüzde 57 hissesini satın almış olmasıydı. Devler birleşiyor ve kendilerini acımasız rekabete hazırlıyorlar. Mal alımı ve ar-ge maliyetlerini aşağı çekme hususunda önemli avantaj sağlıyor çünkü bu birleşmeler. Wolkswagen de aynı yoldan gidip gücüne güç katmış oldu.