Mermerci sanki mermer; o kadar soğuk!..

Soldan sağa: Raif Türk, Mustafa Mermerci, Mahmut Çevik, Bşk. Yrd. Bilger Güneş, Bşk. Ali Kahyaoğlu, Ahmet Oğuz ve Beyazıt Özgan. Yüzü gülen bir sektör vardı; mermerciler. Son bir senedir onların da yüzü asık. Şimdi de ağlıyorlar. Bir kısmı haklı, bir kısmı haksız bu ağlamanın. Haklılar, çünkü; dolar yerde sürünüyor bir kere. Her ihracat kayıp demek onlar için. Eee... bir de buna TL'deki artışı ve maliyeti ekleyin! Mermerci şaşkına dönmesin de ne yapsın? Kelimenin tam anlamıyla iki değirmen taşı arasına sıkışıp kalma durumu yani. Türk mermercisinin en büyük pazarı ABD. ABD'ye gerçekleştirilen mermer ihracatı 2003'te 165 milyon dolar iken, her sene yüzde 30-35 artarak 2007'de 635 milyon doları bulmuş. 2008'in ilk altı ayını ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Yüzde - (eksi) 17 büyüme! Master plan, demek; 10 sene, 20 sene sonrasını tahmin etmek ve ona göre strateji geliştirmek demek. Türk milletinin gelecek kaygısı yok ki, master planı olsun. İddialı bir söz oldu ama öyle. Hadi şimdi neyse ne de geçen seneler, hayhuyla geçti: Vur patlasın, çal oynasın!.. Eh... bir yanda Akdenizlilik, bir tarafta şark çenebazlığı. Daha ne beklenirdi ki?!. Mermercinin haksız tarafı burası işte. Sen kalk, 'para kazanmıyor' diye tekstil atölyeni kapa, borç harç mermer ocağı aç!.. İki, bilemedin üç sene sonra orada da işler ters dönsün ve oturup ağla!.. İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kahyaoğlu ile bir araya gelip "Ne olacak bu işin sonu"nu konuştuk. İlk sözü, "Mermerci yorgun" oldu. Maden sektörünün geçmişte çok iyi para kazandığını o da kabul ediyor. Birçok tekstilcinin mermerci olduğunu da doğruladı. Fakat, şimdi mermerci yorgun. Borcunu ödeyebilmek için çoğu mermerini zararına satıyor. Günün gerçeği bu. Ne yapmak lazım? Ali Kahyaoğlu, mermercinin de onların gözü kulağı olmak için kurulan STK'ların da hatalı olduğunu kabul edecek kadar gerçekçi bir iş adamı. Bu işin peşini bırakmaya hiç niyetli değil. Bir taraftan sektörün içinde bulunduğu vahim duruma hükümetin dikkatini çekmeye çalışıyor, bir taraftan da çare üretiyor. Sektörde faaliyet gösteren işletmelerin birçoğu hâlâ maliyet muhasebesi nedir bilmiyor. Ali Kahyaoğlu, kuracakları vakıf marifetiyle bir program yazdırıp mermercilerin hepsine dağıtmayı düşünüyor. Yaptıkları yakıt ve elektrik harcamasını görsünler, iş makinelerinin hangi kapasite ile çalıştığını anlasınlar, diye. Akaryakıt dağıt şirketleriyle görüşüyorlarmış. "Bu yolla arkadaşlarımıza yüzde 10 daha ucuz akaryakıt temin edebilme imkanımız var" dedi Kahyaoğlu. Ayrıca, sektörün kendi içinde ucuz konuşmasını temin için telefon firmaları ile de temasa geçmişler. Bir de dış ticaret firması projesi var Kahyaoğlu'nun; fuarlara tek firma olarak katılıp maliyetleri aşağı çekmek ve birbirleriyle rekabete bir son vermek için. "Dünya sadece Bursa taşını biliyor. Bu sayıyı en az 5'e çıkaracağız" dedi Kahyaoğlu. >> TEMEL'Lİ FIKRA Temel, yumurtayı 20 kuruşa alıp 15 kuruşa satıyormuş. Dursun dayanamayıp, "Yahu" demiş. "Sen nasıl oldu da milyoner oldun?" Boynunu büken Temel, arkadaşına hüzünle bakıp şu cevabı vermiş: "Uyy uşağum. Ben eskiden milyarderdim."