Türk sanayicisi son senelerde çok değişti. Ürün çeşidini arttırdı. Maliyeti düşürmeyi öğrendi. Değişik ürünleri işleyip hem iç, hem de dış piyasada değerlendirme becerisi de gösteriyor. Mermer de bunlardan birisi. Geçen sene Türkiye'nin ihraç ettiği doğal taş tutarı tamı tamına 1 milyar 402 milyon dolardı. Bu ihracatta en büyük pay mermerin tabii. Şayet, kriz olmasa bu rakam kesin 2 milyar doları aşardı. Sektör o kadar gelişmiş ve hız kazanmıştı yani. İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kahyaoğlu, bu sene 1 milyar 150 milyon dolar civarında bir ihracat beklediklerini söyledi. Ki, yine de büyük başarı. ABD krizden sonra mermer alımını durdurdu. En büyük pazar Amerika'ydı halbuki. İhracatçılar buna rağmen yılmadı, -tabiri caizse- önüne gelen pazara saldırdı. En fazla da Asya pazarına. Büyüttü de. Çin ve Hindistan pazarında Türk Mermeri aranan ürün haline geldi. Moda deyimiyle bu "açılım" mermercinin hedef büyütmesini de sağladı. Kocaeli Dilovası'nda bir fuar alanı kuruluyor. Fuarın bitimiyle birlikte, Türkiye'nin dört bir bucağındaki mermerci, ürününü bu fuarda sergileme imkânına kavuşmuş olacak. Ayrıca, bir de borsası oluyor mermercinin. İşlenmiş veya blok halinde... her ürün burada değerlendirilip burada satışa arz edilecek. Parça mermer de dahil buna. Mermer ya blok halinde ihraç ediliyor, ya da işlenmiş olarak. İşlemenin elbette ki bir katma değeri var. Adı üstünde, işlenmiş. İşleniyor yani. Bir emek harcanıyor ve o emeğin bedeli de satış fiyatının üzerine ekleniyor. Bundan tabii ne olabilir? Mermer blok halinde satılıyor diye ucuza gitmesi söz konusu değil. Sadece, işleme işçiliği olmadığı için fiyatı da düşük oluyor. İşçilik tutarı ne ise o kadar düşük oluyor. Mermer fiyatını belirleyen esas unsur kalitesi. Ürün kaliteli ise işlenmişliği, işlenmemişliği o kadar önem arz etmiyor. Bu konuyu böyle genişçe anlatmama Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'ün bir sözü neden oldu aslında. Ergün, "Türk madencisi, mermeri blok halinde ve düşük fiyatla ihraç ediyor. Çinli ise işlediği aynı mermeri bize yüksek fiyatla satıyor..." gibi bir beyanda bulundu. Mermerciler bu söze bayağı bir alındı. Ali Kahyaoğlu, "Yok öyle bir şey" diyerek; itiraz etti Ergün'ün bu sözlerine. "Biz mermeri hiç de ucuz satmıyoruz. Aksine. Piyasanın da üstünde satıyoruz. Çin'in sattığı mermere gelince; o mermer değil, granit!" Sözlerini, "Graniti satın alan belediyeler" diye sürdüren Kahyaoğlu, "Bakan, kendisine verilen yanlış bilgilerle bizi eleştireceğine, belediyelere söylese de Çin graniti kullanmasalar" şeklinde konuştu. Belediyelerin yaptığı, başka bir zaman olsa belki makul karşılanır ama kriz döneminde pek şık durmuyor doğrusu. Yerli malı varken, ucuz graniti satın almanın ne âlemi var?