Türkonfed 15. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi'ni Mersin'de gerçekleştirdi. İyi de oldu. Mersin "kalkınma ajansı" mevzuunu çok eskiden beri dillendiren bir kentti çünkü. Türkonfed de aynı yolu izleyen bir gönüllü kuruluş. Türkiye'de "kalkınma ajansı"nın henüz esamisi okunmazken bu gönüllü iş adamları örgütü "kalkınma ajansı"nın işleyiş biçimini konuşuyor, ülke ekonomisine sağlayacağı katkıları tartışıyordu. Her ikisi de konuya hemhal olmuş vaziyetteydi yani. Çukurova Kalkınma Ajansı Adana ve Mersin illerini kapsıyor. Ajans önemli projelere imza attığı gibi bölgenin geleceğini planlayan uzmanlara da ciddi ölçekte veri sağlamaya başladı. Başka bir rolü daha var aslında, hepsinden önemli; o da şu: Adana ile Mersin âdeta düşmandı daha birkaç sene öncesine kadar. Öyle tatlı bir rekabetten kaynaklanan bir atışma falan değildi; düpedüz düşmandı bu iki şehir! Maçlarda hadise çıkardı. Adanalı Mersin'e "01" plakalı araçla giremez, Mersinli de "33" plaka ile Adana'dan geçemezdi. Şimdi öyle mi ya? Canciğer kuzu sarması! Ortak proje üretiyor, ortak karar alıyor ve hangi proje hangi il için gerekliyse onu uyguluyorlar. Ajans onların birlikte karar alma alışkanlıklarını geliştirdi. Birlikten kuvvet doğduğunu anlama fırsatı verdi onlara. Bundan daha iyi ne olabilir ki? Doğu Akdeniz Sanayicileri ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (Dasifed) Başkanı Süleyman Onatça Adanalı mesela. Fakat Mersin'in hakkını Mersin'e, Adana'nın hakkını Adana'ya teslim etme basiretini gösteren bir STK gönüllüsü. Onatça şöyle seslendi zirveye katılan iş adamlarına: "Mersin'e yatırım yapmak fırsattır, kaçırmayın. Her türlü yardıma hazırım. Yarın gelirseniz, ne ben yardım edebilirim size ne de bir başkası! İmkân varken değerlendirin bu fırsatı." Mersin yatırım iklimi yönünden gerçekten iyi bir fırsat. Lojistik, tarım ve turizm sektörlerini stratejik sektör seçti kendisine ve hızla gelişiyor. Çukurova Havalimanı'nın ihalesi de yapıldı. Ki, turfanda meyve sebze ihracatı başta olmak üzere her türlü ürün taşımacılığı kolaylaşıyor. Kara yolu ve tren avantajı zaten vardı. Mersin gelişiyor da Türkiye duruyor mu? Hayır! Bütün iller capcanlı. Kıpır kıpır. Ülke zenginleşiyor zenginleşmesine ama ha deyince olmuyor bu. Kendisinden ve uluslararası konjonktürden kaynaklanan engeller var önünde. Dünyada ucuz olan finansman pahalanıyor mesela. Kredi faizleri artıyor. Üstüne üstlük pazar da daralıyor. Bu seneyi yine büyüme hızı en yüksek olan iki ülkeden biri olarak tamamlayacak Türkiye ama önümüzdeki sene yok bu büyümeler. Yüzde 2 bilemedin 3! Şok tabii. Firmaların bu seviye kaybına ayak uydurmakta oldukça zorlanacakları kesin. Türkonfed Başkanı Erdem Çenesiz iki önemli noktaya işaret etti. Ki, yerden göğe haklı. 1) Mikro ekonomik reformlar tamamlansın 2) TOKİ nasıl konut yapıyorsa, aynı şekilde fabrika da yapsın. Kira öder gibi tesis sahibi olsun küçük ve orta ölçekli işletmeler.