Mersin tersine mi gidiyor?

A -
A +

Mersin Türkiye'nin en eski ticaret merkezlerinden birisi. Sadece ticaret mi? Tarım mesela. Türkiye'nin narenciye ihtiyacının yüzde 26'sını bölge karşılıyor. Muzda ise yüzde 60 bu oran. Limon, portakal, greyfurt, muz, kayısı, zeytin ve envai çeşit sebze... her ürün yetişiyor bu verimli topraklarda. Hakeza sanayi; bilhassa tarıma dayalı sanayide birçok ilkleri var şehrin. Turizmde de öyle. İster yayla turizmi, ister deniz ve kum. Dünyada benzeri olmayan tabii güzellikler burada. Henüz hiç el değmemiş bir tarih mirası var ki, bu değerler turizme açılsa değil Mersin, ülke ihya olur ama kim yapacak bunu? 17 Mayıs 2006 Çarşamba günü açılan ve 300'e yakın işletmenin katıldığı Mersin Tarım ve Hayvancılık Fuarı; yaş meyve sebze üreticileri ile ilaç, gübre, alet ve edevat sektörü buluşturdu. Ayrıca, gıda ve yöreye has hediyelik eşya çeşitleri de vardı. İlk kez organize edilmesine rağmen mükemmeldi. Tek kelimeyle muhteşem. Bugün (pazar) akşama kadar açık kalacak olan fuarı 100 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor. Bu başarının altındaki imza Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'na (MTSO) ait. Yönetim Kurulu Başkanı Kadri Şaman ve Meclis Başkanı İbrahim Kiper'in azmi sayesinde gerçekleşmiş bu başarılı organizasyon. Türkiye'de adı dahi telaffuz edilmezken MTSO, seneler önce "Mersin Kalkınma Ajansı" kurup AB ile temasa geçmiş. Belgedeki yazlık evleri yabancılara kiraya vererek; atıl duran bu mülklere ekonomik fonksiyon yüklemekten eğitime, AB ilişkilerinden komşu ülkelerle ticarete, bölgedeki insan kaynaklarını harekete geçirmekten sanayi bölgesini büyütmeye, tarım reformundan çevreye kadar her alanda faaliyet gösteriyor MTSO. Fuar ilkti ama "Tarım Sempozyumu"nun beşincisini gerçekleştirdi bu sene Mersin. Sempozyumun oldukça iddialı bir alt başlığı vardı: "Tarımda Yol Ayırımı." Dedim ya, Mersin, tüm ekonomik değerleri bünyesinde barındıran bir il. Fakat, her sektörde olduğu gibi tarımda da sancılı bir dönem geçiriyor bu güzel şehir. Sebebi belli aslında: Plansızlık! Köylü ile çiftçi ayırımı maalesef yapılmamış. Ayrıca, planlama turizmde olmadığı gibi tarımda da yok; sanyide de!.. Dolayısıyla sektörlerin ahenk içinde çalışması mümkün olmuyor tabii. Alata'ya yazık oluyor Mersin'de turizm ağırlıklı olmaya başlayınca, dengeler değişiveriyor ve tarım arazilerinde mantar gibi turistik tesisler çıkıyor. O da olsun, o da ama belli bir planlama yapılamadığı için olanların hiçbirisi işe yaramıyor. Mersin Ziraat Odası Başkanı Salim Ongun, çiçek açan greyfurt ağaçlarının dallarında hâlâ geçen seneki mahsulün durduğunu söyledi. "Çeşitli yerlerde stant açıp bedava greyfurt suyu ikram ettik ama içen olmadı" diyen Ongun, tarım ürünlerinin tüketimi hususunda halkın eğitilmesini ve ayrıca, destekleme primlerinin vaktinde verilmesini istedi. 1943 senesinde kurulan ve bugüne kadar yaptığı araştırmalarla bölge tarımına önemli katkı sağlayan Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü'ne ait 3 bin 500 dönümlük alan bile turizm sahası olmak tehlikesiyle karşı karşıya!.. Halbuki, Alata Enstitüsü, Türkiye'de ilk patentli sebze ve meyve üreten bir enstitü. Çekirdeksiz limon ıslahını yapan da o. Bölge çiftçisine sayısız faydası var. Buna rağmen turizme tahsis edilmek isteniyor. Dedim ya, plansızlık! MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Kadri Şaman, "Tarım ihtisas Organize Sanayi Bölgesi" kurduklarını ve burada kontrollü tarım yapacaklarını bildirdi. Bu pilot proje çok önemli aslında. Hem Mersin ve çevresi için önemli, hem de Türkiye geneli için. Burada yapılan çalışmalar, gelecekte tüm Türkiye'nin örnek projesi olup çıkacaktır. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, tarım destekleme primlerinin bir takvime bağlandığını ve çiftçinin değil hasat zamanı, daha tohum alırken teşvik primini de alacağını söyledi. Ayrıca, Eker, geçen ay çıkarılan Tarım Çerçeve Yasası ile tarımın ilk defa kanuna kavuştuğunu belirtti. Tarım Ürünleri Sigorta Kanunu'nun da uygulamaya başladığını bildiren ve sigorta priminin yarısını devletin ödeyeceğini söyleyen Eker, Kırsal Kalkınma Projesi'ne 280 trilyon lira fon ayırdıklarını da ifade etti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.