Mersin yol haritasını çizdi

A -
A +

Mersin geçen sene kendine üç stratejik sektör çizmişti; kalkınmasını sürdürebilmek için. Turizm, tarım ve lojistik. Bugün çizdiği o stratejinin meyvesini topluyor. Herkes 'Ne olacak bu kriz' diye düşünürken Mersinli iş adamları moralle bakıyor geleceğe. Rahmetli Kadri Şaman zamanında başlayan bu çalışmayı, onun yerine Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanlığı'na getirilen Şerafettin Aşut aynen devam ettiriyor çünkü. Geçen hafta Mersin'de gerçekleştirilen Lojistik Fuar ve Kongresi müthiş sükse yaptı. Çok sayıda uluslararası katılımcı vardı. Avrupa, Asya ve Afrika ile Orta Doğu ülkelerinden gelen lojistik şirket yetkilileri, Mersin'deki potansiyeli görüp hayran oldular. Nasıl olmasınlar ki, liman var... demir yolu var... kara yolu var. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım Tarsus'a en kısa sürede bir havalimanı yapacakları müjdesini de verdi. Böylesine geniş ulaşım ağına sahip olur da Mersin bu avantajı kullanmaz mı Başladı, kullanıyor. >> "Problem" kelimesi yasak Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Alparslan Korkmaz 30 kişilik bir ekiple Türkiye'ye yatırımcı çekmeye çalışıyor. Ekip sıradan bir ekip değil. 11 lisanla hizmet veriyorlar bir kere. Ayrıca, Orta Doğu, Asya, Avrupa ve Amerika'da açılan bürolarda görev yapan bu gençlerin görevi Türkiye'yi yabancı yatırımcıya anlatmak. Anlatabilmek için tanımak lazım. Bu ekip tam bilgili ve ayrıca tam yetkili. Bakanlıklar arasındaki koordinasyonu sağlıyor ve Türkiye'ye gelen yatırımcının 30-40 kapı dolaşmasına fırsat vermiyorlar. Yabancı yatırımcının tek muhatabı onlar. Ajans kurulalı daha 2 sene bile olmadı ama performansları gerçekten çok iyi. Krize rağmen yatırımcı çekmeyi becerebiliyorlar. Türkiye'ye gelmek isteyen firma sayısı hiç de az değil. "Mesela, Norveç" dedi Alparslan Korkmaz. "50 milyar dolarlık bir fonla yatırım yapacak ülke arıyor" Hakeza Körfez ülkeleri. Tarımda atağa geçen bu ülkeler komşu ülkelerden toprak satın alıyorlar. Sudan'ın neredeyse yarısını satın aldı Körfez ülkesi iş adamları. Korkmaz Türkiye'nin arsa satmak için değil ama bu sermayenin Türkiye'de tarım yapması için çaba harcadıklarını söyledi. Korkmaz'ın hedefinde istihdama katkı sağlayan, katma değer üreten ve vizyonu olan firmaları Türkiye'ye çekmek var. Bunun için de hiçbir engel tanımadan çalışıyor. "Ajansta" dedi. "Problem kelimesi yasak. Bizim işimiz problem çözmek, üretmek değil." Londra şehrinin kalkınma ajansı 50 milyon dolar bütçeye sahip. Korkmaz ise 30 milyon YTL ile yapıyor bu işi. Başarısının önemi de buradan geliyor işte. >> Habur'a bir çare Lojistik sektörü Türkiye'nin parlayan yıldızı. Büyümesi durdurulamaz da ama bazı şeyler var ki, elini kolunu bağlıyor Türk firmalarının. Kota mesela. Hollanda, Almanya veya Fransa Türk TIR'larının ülkelerine rahatça girip çıkmalarına müsaade ediyor. Fakat, Bulgaristan veya Macaristan'ın koyduğu kota nedeniyle diğer ülkelerin tanıdığı serbesti bir işe yaramıyor. Mersin'de görüştüğüm UND Başkanı Tamer Dinçşahin, "Biz Avrupa ülkelerinin ürünlerini taşıyoruz. Aksamalar onları doğrudan etkiliyor. Dolayısıyla, onların bizim lehimize lobi yapmalarını sağlamak için her biri ile ayrı ayrı görüşüyoruz" dedi. Rusya'da da büyük problem yaşanıyor. 5 bin belge var ama 18 bin giriş yapıyor Türk TIR'ları. Hem sektörün, hem de siyasi otoritenin bu gidişata bir dur demesi lazım. Ayrıca, Habur. Habur Sınır Kapısı değil de "Çile Kapısı" sanki. Bir TIR'ın Habur'dan girip tekrar geri dönmesi için neredeyse bir ay geçiyor ki; TIR'cının canına okuyor bu süre. Maliyetler de artıyor tabii. >> 2.5 milyar heba oluyor Lojistik firmaları sanayi ürününün yanı sıra tarım ürünü de taşıyor. Bir limonu belli bir soğuklukta muhafaza edip öyle taşıması lazım mesela. Fakat, bu ürün öyle bir ürün ki, sadece ısı yeterli değil onun tüketiciye özelliğini kaybetmeden ulaşması için. Dalından kesen kişinin tırnağı çizmişse, o limon kısa sürede bozuluyor. Dolayısıyla, ilaç ve gübrenin yanı sıra toplanması ve hava şartlarına göre korunması da önemli bir mesele. Taşıyıcı kadar üreticinin ve tüccarın da bilinçli olması lazım. Bu hatalardan dolayı zayi edilen yaş meyve ve sebze miktarı 2.5 milyar doları buluyormuş. Mersin'de faaliyet gösteren Teknotaş firmasının sahibi Hamit Azaz. "Bu israfın önlenmesi ancak eğitim ve mesleki birikimle mümkün olur" dedi Azaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.