Bazen insan bir yakıştırmaya muhatap olur ve ondan sonra ne yaparsa yapsın bir türlü kurtulamaz ondan!.. MHP'ye yakıştırılan "kavgacı" yaftası da öyle midir acaba? Son günlerde ısıtılıp ısıtılıp gündeme sunulan konu MHP'nin kavgacılığı! MHP gerçekten kavgacı mı, yoksa bu bir yaftadan mı ibaret? Bu sorunun cevabını vermek için 1970'lere dönmek lazım. Eğer, MHP'nin bir kavgacılığı olmuşsa, o yıllarda olmuştur... Onun dışında MHP'nin ideolojik kavgası olmamıştır çünkü. Azınlıklarla ve hele Kürtlerle hiç olmamıştır zaten. 1960'lı yıllarda kıvılcım alan bir ideolojinin ateşi, 1970'li yıllarda alevlenmiş ve ülkeyi kasıp kavurmaya başlamıştı. "Sosyalizm"di bu. Sinsice girmiş ve kendisine "Türk milliyetçiliği"ni resmi ideoloji edinen Türkiye'yi sarsıyordu. Çarpıcı bir gelişmeydi bu. Sosyalizm, servete düşman olduğu gibi milliyetçiliğe de düşmandı. Evrensel bir ideolojiydi çünkü. Bilhassa gençlik ülkeyi sarsan bu sosyalizm cereyanının etkisinde kalmış ve sokaklara dökülen üniversite öğrencileri, ideolojilerini düşünceden eyleme dönüştürmeye başlamıştı. Bu şuursuz gidişata birisinin "dur" demesi lazımdı. Kim ve nasıl diyecekti bunu? Şurası da bir gerçektir ki, devletin kendi ideolojisi olan "Türk milliyetçiliği" ülkenin sosyal hayatına ve kültür yapısına kesinlikle uymuyordu. 9 asırdır "Osmanlı" kimliğinin altında kendine yer bulmuş ve problemsiz yaşamış Arap'ı, Ermeni'yi, Rum'u yok veya azınlık sayan bu ideoloji; o haliyle bir çok probleme gebeydi zaten. Bunun üstüne bir de "sosyalizm" eklenince, kelimenin tam anlamıyla çatırdamaya başladı devletin çatısı!.. Ülke bölünmenin eşiğine doğru yuvarlanıyordu, en azından öyle bir hava estirilmişti!.. Şunu da kabul etmek lazım ki, sosyalizmi benimseyen gençler de Türk milliyetçisiydi; bundan hiç şüphe yok. Ancak, onlar milliyetçi duygularının içini, daha sonra adına "sosyal demokrasi" diyecekleri "sosyalizm" ile doldurmaya çalışıyorlardı. Adı ister "sosyalizm", isterse "sosyal demokrasi" olsun; bu yeni ideoloji gençleri devletin ana ideolojisinden koparmaya başlamıştı. Bu bir tehlikeydi. Bir taraftan ülkenin ideolojisi çatırdıyor, bir taraftan da "sosyalizm" rüzgarına sığınan azınlıklar, bu yeni ideolojinin arkasına sığınıp kendine pozisyon alıyordu. Ülke bir çeşit tehdit altına girmişti!.. Sosyal adalet İşte MHP'nin sahneye çıktığı dönem böyle bir dönemdi. Hem devletin birlik ve dirliği için, hem de öyle veya böyle kendisini dışlanmış hisseden azınlıkların sığınıp huzur bulacağı bir liman olmak için bir şeyler yapması gerektiğini hissediyordu MHP. Solcu gençlik, "milliyetçilik" kavramının içini nasıl "sosyalizm" veya "sosyal demokrasi" ile doldurmaya çalışmışsa; MHP'de "sosyal adalet"le doldurmaya çalışmıştır. Aynı Osmanlı'da olduğu gibi Türk unsuru hakim unsur olmalıydı ama ülkede yaşayan herkes mal ve can güvenliği bakımından endişe duymadan yaşamalıydı. Devlet ideolojisi ile alakası yok yani MHP milliyetçiliğinin. Kendisine, "sosyalizm"i rehber edinen solcu gençliğin karşısına, Ülkücü gençliğin çıkması boşuna olmamıştır yani. Kimse, Ülkücülerin durduk yerde meydana çıktığını söyleyemez. Onları sokağa döken şartlardı. Şimdi o gün yaşanan olayların aşırı ve bir o kadar da gereksiz olduğu her iki tarafça da kabul ediyorsa da o gün yaşandı maalesef bu kavga. MHP ve Ülkücü gençlik, o günkü aşırılığın bedelini misliyle ödedi. Kimi eğitimini yarım bıraktı, kimi işinden oldu, kimi hapis yattı. Kendisine yanlış ideoloji seçen ülkelerin insanları nerede bedel ödememiş de, Türkiye'de ödemesin? Ülkede şimdi sağ-sol kavgaları yok ama o eylemlerin gereksizliğini görme şuuruna ermek için ödemek lazımdı demek ki bu faturayı!.. Gelelim Milliyetçi Hareket Partisi'nin nasıl bir milliyetçi olduğuna. MHP'nin milliyetçilik anlayışı salt ırka dayalı bir milliyetçilik değildir. Kuru bir vatan sevgisi üzerine inşa edilmiş de değildir. MHP sadece Türk olmakla ve Türkiye'yi sevmekle devlet olunmayacağının şuurundadır. Dün de öyleydi, bugün de böyle bu. Hukukun ve müesseselerin olması gerektiğini hep savuna gelmiştir bu parti. Ayrıca, halkın yaşayışı ve değerleri de önemli bir unsurdur onun için. Dolayısıyla, MHP milletvekillerinin Meclis'te DPT üyeleri ile kavga edeceğini düşünmek önyargıdan öte bir anlam taşımıyor. MHP'ye "kavgacı" yaftasını yakıştıranların hezeyanından öte bir şey değildir bu. Sol ideolojili siyasi partiler "sosyal demokrasi" anlayışını bir türlü bünyelerine sokamamışlarsa da MHP "sosyal adalet" kavramını benimsemiş ve bunu kendine şiar edinmiştir. MHP şu an en olgun dönemini idrak ediyor ve dik duruşunun nedeni de bu.