Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) sergilediği yüksek performans sayesinde hem üyelerinin vizyonuna katkı sağlıyor, hem de baskı grubu olma özelliğini hakkıyla yerine getiriyor. Sivil toplum kuruluşu olmanın gereği de bu değil mi zaten? Trabzon'da gerçekleştirilen MÜSİAD Genel İdare Kurulu (GİK) Toplantısı en son örneğiydi bu yüksek performansın. GİK Sonuç Bildirgesi'nde "Karadeniz ekonomisinin fındık ve çaya mahkum edilmemesi"nin altı çiziliyordu ki, çok doğru. Bölgenin bu kıskaçtan kurtarılması için alternatif sektörlere bakmak lazım. Var da. Trabzon Limanı mesela. Denizle tarihi buluşturan Trabzon Limanı yeni değil, taa 2 bin 200 yıldır hizmet veriyor hem de transit taşımacılığa. Osmanlı İmparatorluğu'nun 5 önemli limanından birisiydi. Doğuda İran'a, kuzeyde Rusya ve Kafkasya'ya açılmasından dolayı ticari kapı özelliğine sahip olan bu liman, 2003 senesinde özelleştirildi ve 22 milyon 400 bin dolar karşılığında Albayrak Şirketler Grubu'na geçti. Terminali takviye eden, yük kapasitesini arttıran ve tesisi modern bir yolcu salonuna kavuşturan Albayrak Grubu, bugünlerde limanı hizmete açıyor. Transit taşımacılığa çok müsait aslında bu liman. Tek engel, yüksek navlun ücreti. Sadece, yük gemilerine "gümrüksüz yakıt" kullanma hakkı verilse, bölge ihya olur ama nedense Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın muhalefetinden dolayı çıkarılamamış bu kanun!.. İran'ın sanayi şehri olan Tebriz'e Trabzon Limanı'ndan 2 milyon tonluk transit nakliye imkânı var. Tek mani, navlun ücreti! Ton başına 30 doları aşan nakliye ücreti şayet gemilere sağlanan "gümrüksüz yakıt" imkânıyla aşağı çekilmiş olsa, değil Trabzon; Gürbulak Sınır Kapısı'na kadar uzanan 620 kilometrelik güzergâhtaki her şehir para kazanır ama bürokratik engellerden dolayı elden kaçıyor bu fırsat!.. Trabzon'un birlerce yıldır devam edip gelen ticarî potansiyelini güçlendiren tek unsur liman değil aslında. Mükemmel bir fuarı da var şehrin. Ayrıca, hem fuar alanının içinde inşasına başlanan beş yıldızlı otel ve hem de şehirde faaliyet gösteren konaklama tesisleri bu hizmeti verecek yatak kapasitesine sahip. Alışveriş merkezleri de cabası. Turizm de önemli bir faktör bölgenin zenginleşmesi için ama doğru dürüst bir planlama yapılamadığı için atıl duruyor bütün bu kapasite. TMSF'nin el koyduğu Trabzon Çimento Fabrikası'nı satın alan Erzurum-Aşkaleli iş adamlarının samimi gayreti ise ayrı bir başarı öyküsü. Tek bir kişiyi dahi işten çıkarmadan fabrikayı verimli hale getiren Aşkale Çimento Sanayi, fabrikayı bölgenin en verimli işletmelerinden biri yapma basiretini de göstermiş. Sivil toplum kuruluşu MÜSİAD'ın üç gün süren Başkanlar Toplantısı'nda tam bir beyin fırtınası estirildi. Bölgenin geçim kaynağı olan çay ve fındık masaya yatırıldı; hem de konunun uzmanları ve aktörleri tarafından. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener başta olmak üzere hemen herkes fikrini söyledi. MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat'ın, "Anadolu'da ortak akla ve ortak iradeye yönelik iş birliği yapılarak 'bölgesel kalkınma planlarının oluşturulması' gerekiyor" şeklindeki yönlendirici sözleri toplantının kaburgasını oluşturdu. Bu arada Anadolu da mercek altına alındı. Toplantının Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak'ın katıldığı bölümünde 27 MÜSİAD şube başkanının hemen hepsi söz aldı ve kendi şehrinin ulaşım problemlerini anlattı bir bir. Her birisi donanımlı gelmişti. Hazırladıkları raporları da sundular Özak'a. İnşaat sektörünün içinde bulunduğu durum analizi yapılırken, yüzde 5 olan stopajın acilen yüzde 2'ye indirilmesine de dikkat çekildi ayrıca. MÜSİAD başkanları her iki ayda bir Anadolu'nun bir ilinde toplanıyor ve hem o kentin meselelerinin, hem de ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumun analizini yapıyorlar. Bu faaliyetlerin ardında yatan tek gerçek ise; "marka şehir" özlemi. Ki, adım adım gidiliyor o hedefe.