Narenciye şahane Festival muhteşem Tüketim düşük!

A -
A +
Geçen hafta sonu gerçekleştirilen 4. Mersin Narenciye Festivali muhteşemdi. 400 bine yakın (80 ton) narenciye ürünü kullanılarak çeşitli figürler yapıldı. Fil, zürafa, kaplumbağa gibi objeden oluşan figürler mobildi ve şehrin içinde gösteri turu yaptı. Koyun, kuzu figürleri ise çayırda yayıldı. 30 ülkeden gelen ve oyuncu sayısı 700'ü bulan folklor ekipleri gösterilerini sundu. Mersin halkı, o güzel havada festivalin tadını çıkardı.  60'a yakın firma festival alanında stant açtı ve halka ürünlerini ikram etti. Yörük çadırlarındabörek ve sıkma pişirilip yenildi. Sürprizlerle dolu ve eğlenceli geçen festivalde kardeşlik havası esti. Narenciye Festivali İcra Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, "Narenciye hayattır" sloganıyla başlattıkları bu festivalin 825 bin TL harcanarak gerçekleştirildiğini belirtti ve dünyada emsalsiz olduğuna dikkat çekerek; "Bu festivalin esas maksadı, Mersin halkını birbirine kaynaştırmak ve onların kardeşçe eğlenmelerini sağlamaktır" dedi.
Mersin ekonomisinde narenciyenin önemli bir yeri var. Bir milyon ton narenciye üretiyor bir kere. Mersin geçen sene 1 milyar 200 milyon dolar tutarında ihracat gerçekleştirdi. Bunun 800 milyon dolarını tarım ürününden elde etti ve 330 milyon dolarını narenciyeden kazandı. Bunlar iyi şeyler tabii. De... ah bir de üretici para kazansa! Narenciye para etmeyince vatandaş bahçesindeki ağacı söküp müteahhitle anlaşıyor ve apartman dikiyor.
Türkiye'nin ürettiği limonun yüzde 70'i Mersin'de yetişiyor. Fakat bu ürün Türkiye'nin tükettiğinden çok fazla. Yüzde 150'sini ihraç etmesi gerekiyor. İhracat fazla ise üretici para kazanıyor. Düşükse zarar ediyor. Ki, genelde düşük oluyor ve üretici zararla kapatıyor sezonu. Bazen ürünü ağaçta bırakıyor; işçiye ödediği bedel satıştan elde ettiğinden daha fazla oluyor çünkü. Bu sene de aynı durum söz konusu!
Brezilya 20 milyon ton portakal yetiştiriyor ve bunun yüzde 90'ını portakal suyu olarak ihraç ediyor. Arjantin de öyle. Gerçekleştirdiği ihracatın yüzde 65'i limon suyu. Türkiye'de ise durum tam tersi. Meyve olarak sattı sattı; satamadı elinde kalıyor ürün. Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir bunun iki önemli nedeni olduğunun altını çizdi: 1) Mersin'de su portakalı üretilmiyor. 2) Limon ve portakal suyu üretecek tesis yok. Denizi geçip çayda boğulma durumu, yani. Türkiye en fazla Rusya'ya narenciye ihraç ediyor. Sonra Irak, Ukrayna, Suudi Arabistan ve Romanya geliyor sırayla. Türkiye'nin hem ihracat pazarını genişletmesi ve hem de meyve suyu üretimine ağırlık vermesi  gerekiyor. Bunlar zor şeyler değil aslında ama burası Türkiye; olmuyor işte!
Devlet, narenciye ihracatında ton başına 200 TL destek veriyor. Bu miktar biraz daha arttırılabilir mesela. Meyve suyu üretimi de teşvik edilebilir ama dedim ya burası Türkiye; yok öyle!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.