Nazar boncuğu da Çin'den

A -
A +

Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli, "Çin porselenleri zehir saçıyor" demiş. Dekor ve sırlarında kullanılan maddeler sebep oluyormuş buna. Basit bir söz değil bu; aksine doğru, üzerinde düşünülmesi gereken bir söz. Bu tespitin önümüze koyduğu fotoğrafı iyi okumak lazım. Türkiye'nin standartla arasının iyi olmaması, çok kere başını ağrıttı, ağrıtıyor. Japonya'ya standart dışı bir ürün sokmak imkansız. Gümrükteki görevliden sokaktaki tüketiciye kadar herkes reddeder böyle bir ürünü. Refleks haline gelmiş. Bütün dünyada dış ticareti denetleyen firmalar vardır. Ücretlerini dış ticaret şirketlerinden alan bu firmaların görevi, müşterilerine standart dışı ürün satılmasına mani olmaktır. Her ülkenin ürünleri ya kendi standart şirketleri tarafından, ya da karşı ülke şirketleri tarafından denetlenip kontrolden geçirilir. Bir tek, Japon şirketlerinin ürünleri istisnadır bu uygulamadan. Hiç denetlenmeden geçer onların malları. Her bir Japon ürünü üstün standartla üretilmiştir çünkü. Çarığı çürüğü olmaz. Türk insanının standarttan anladığı, fiyatıdır; ucuz olsun yeter. Kaliteymiş... hijyenmiş... sağlamlıkmış... hiç enterese etmez bizi!.. Hadi bir Japonya veya Amerika olamadık; hiç olmazsa Almanya, Fransa da mı olamazdık?.. Kevgir gibi, ne konsa iniyor aşağı. Midemiz de öyle, gümrüklerimiz de!.. Şayet Türkiye standartları olan bir ülke olaydı ne bugün Çin bir tehlike olurdu, ne de Avrupa. Fakat, 72 milyon insanının kalite anlayışı sıfıra yakın bir yerde olunca her bir şey ülke için tehlike olup çıkıyor. Pazarda tozun toprağın içinde satılan zeytini alıp yemeseydik bugün Türkiye zeytinde dünyanın bir, bilemedin iki numarası olurdu. Peynirde de öyle, yağda da. Ne bulursa alan herkes; bu eylemiyle ülkenin geri kalmasına sebep oldu. Tasarım desteği de verin Şanlıurfalının başına doladığı o güzelim poşu artık Çin'den geliyor! İyi mi? Nazar boncuğunun da Çin malı olduğunu görünce, pes dedim. Ne kaldı ki geriye! Geçenlerde Şanlıurfa, Kapadokya, Adıyaman... şöyle bir dolaştım. Pazarda satılan malları görüp hayrete düştüm. Üzerinde asırlardır kullandığımız Türk motifleri olan ne kadar kilim varsa hepsi Çin malı. Hele poşu? Beni nasıl sukutuhayele uğrattı, anlatamam!.. Güneydoğu Anadolu'nun erkekleri değil sadece tüm Orta Doğu ahalisi kullanıyor bu poşuyu. O güzelim pamuklu poşu, nasıl olur da yerini Çin'in sentetik elyafına kaptırır? Anlamak mümkün değil! Yöre halkının onu alıp başına koyacağını hâlâ kabul edemiyorum. Yakar adamı yahu! Olsa olsa turiste kakalamak için satıyorlardır ama o da ayıp bence. Türkiye'deki oyuncak ve hediyelik eşya sektörü birer birer iflas etti. Fabrikasını kapatan gitti. Tespih ve takke gibi en çok kullanılan mallar zaten Çin'den geliyordu. Şimdi, bütün ürünler Çin malı olup çıktı. Tamam, Çin'de maliyetler çok düşük. Ucuz işçilik var. Devlet desteği de. Ama, unutmamak lazım ki bizde de var teşvik. Gidin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya bütün belediyeler mikrokredi veriyor ailelere. Maksat, aileleri ekonominin içine çekip üretir hale getirmek. Bu krediyi alanlar ne yapıyor? Hediyelik eşya. Kilim dokuyorlar, boncukları işleyip kolye ve bileklik yapıyorlar. Kırlent ve oya işliyorlar. Eee, bunların hepsi Çin'den geliyor zaten. Bir de o insanları bu işe sevk etmenin âlemi ne? Buradan belediyelere seslenmek istiyorum. Ahaliye kredi vermenize bir diyeceğim yok; verin tabii. De, salt kredi bir mana ifade etmiyor. O krediyi alanlara tasarım desteği de verin ki, bir işe yarasın. O insanların emek verip yaptıkları ürün Çin malıyla rekabet etsin ve gelirleri devamlı olsun. Hediyelik eşya yapıp satan kadınların heyecanını görüp de duygulanmamak mümkün değil. Fakat, Paris'te, İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de kullanılan sehpa örtülerini, kadınların gerdanlarına takacakları kolyeleri birileri tasarlayıp versin onlara. Bu da yetmez. Kolyenin yapıldığı taşların bin bir çeşidi var. Makbul olanı bulup almaları için de birilerinin onlara rehberlik etmesi gerekiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.