Ne menem şey bu?

A -
A +

Eleştirmek bir haktır. Gereklidir de. Ancak, bir dayanağının olması lazım. Mantığı yani. İşte bu yok bizde. Salla gitsin! O kadar çok ki bu mantıksız sallama; hangisini sayacağımı bilemiyorum? Dış politika mesela. Türkiye'nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine (MENA) yönelik dış politikası değişti ya; hemencecik "eksen kayıyor" yaftası yapıştırılıverdi. El insaf! Dünyanın globalleşme sürecine girdiği, her ülkenin her ülke ile dış ticaretini geliştirdiği bir dönemde bunu yapmamış olsaydı şayet, Türkiye'yi eleştirmemiz lazımdı; "Zaman yan gelip yatma zamanı değil, biraz kıpırda" diye. Bizim eleştirmenlerimiz tam aksini yapıyorlar. Kalkmış "eksen değiştirmeyin" diye feryat ediyorlar. Ah?benim sevgili kardeşim. Ah benim tosunum.?Türkiye'nin dış politikasındaki bu değişimin?dış?ticaretle?paralel?gittiğinden ve bugün ekonomi nispeten iyiyse bunun gerçekleşen değişimden kaynaklandığından haberin yok mu senin? Yoksa, anlatıvereyim sana. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin 3-4 senedir borç krizi altında inlediklerinin farkındasındır herhalde. Türkiye'nin bundan 4 sene önce AB ülkelerine gerçekleştirdiği ihracatın payı genel ihracat içinde yüzde 65 idi. Şimdi yüzde 46.?AB?Pazarı?daraldı yani. AB'nin krizinden çıkması için daha 3-5 seneye ihtiyacı var. Bu durumda Türkiye ne yapsaydı? "AB pazarı açılsın" diye beklemeli miydi? "Evet" diyorsan zaten konuşmaya değmez. Sen bitmişsin canım kardeşim. Ama birazcık vicdanın varsa, şu sözüme kulak ver, lütfen. Türkiye AB'ye satamadığı malını senin o "yeni eksen" dediğin ülkelere sattı ve onunla da kalmayıp ihracatını arttırdı. Türkiye'de işsizlik oranları artmıyor, sosyal problemler yaşanmıyorsa işte bu yeni "eksen" ülkeler sayesinde oldu. Yakın ve Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracat bir sene öncesine göre yüzde 52 arttı. Afrika ülkelerine göre ise yüzde 29. Ayrıca şunu da unutma benim aslan kardeşim. Kalkınmış ülkelerin hemen hepsi, komşularıyla yaptıkları ticaret sayesinde kalkınıp zengin oldu. Amerika en canlı örneği bunun. Arjantin, Brezilya, Meksika ve Kanada olmasaydı Amerika bugünkü Amerika olamazdı. Komşularıyla güçlendi ve 1950'li yıllardan sonra da dünya lideri oldu. Gelelim senin esas korkuna. "Türkiye Suudi Arabistan?olur"?diyorsun. Ne alakaysa? Bunun?birçok?cevabı?varsa?da ikisini söyleyip kapatayım mevzuu. Türk halkı muhafazakârdır, bu doğru. Dinine bağlı olduğu da doğru. Hal böyle iken neden gidip Vehhabilik denen o ne?idüğü?belirsiz?inancı?seçsin??Bir diğer söyleyeceğim de şu: Eğer ticari ilişkilerden dolayı Suudi Arabistan olunmuş olsaydı İngilizler ve Amerikalılar?olurdu.?100 seneden fazla zamandır sıkı fıkılar çünkü. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'ya girmek sadece iktidarla olmadı, onu da söyleyeyim. Sivil toplum kuruluşları, şirket temsilcileriyle müteahhitlerle oldu. Sana korkmamanı tavsiye ederim. Çocuklarımızın geleceği; çevremizdeki 1 miyar 500 milyon nüfuslu ülkelere ticaret yapmamıza bağlı. Duydun mu bilmiyorum ama Bayegan Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rüya Bayegan Ortadoğu'nun en büyük petrolcüleri arasında 19'uncu sıraya yerleşti. 2010'da 50'nci iken hem de. Bunlarla gururlanmamız lazım. Korku da ne oluyor?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.