Ne umduk, ne bulduk?

A -
A +

Türkiye'nin son 10 senede geldiği yeri doğru değerlendirmek lazım. Lider olmanın yolu, eksikleri görmekten geçiyor çünkü.
Bir ülkenin dünya lideri olması için askerî, siyasi ve iktisadi alanda güçlü olması lazım. Avrupa'nın askerî, Çin ve Rusya'nın ekonomik gücü yok. ABD'nin ise hem askerî, hem siyasi, hem de iktisadi gücü var ve dünya lideri. Dili dünya dili, parası dünya parası.
Türkiye'nin askerî gücü var fakat yeterli siyasi ve iktisadi gücü yok. Ancak, bölge lideri olabilecek bir potansiyele sahip. Daha doğrusu "sahipti."
2010 yılında Arap coğrafyasında başlatılan halk hareketine "Arap Baharı" adı verildi. Arap halkları "demokrasi", "özgürlük" ve "insan hakları" talebiyle sokağa döküldü.
Türkiye'nin kırık dökük de olsa bir demokrasi tecrübesi vardı. İktisadi durumu bölge ülkelerine göre iyiydi. Ayrıca o ülke halklarıyla dinî, sosyal ve akrabalık bağları vardı ve o ülkelerin birçoğu petrol rezervine sahipti.
Türkiye'nin onlara, onların Türkiye'ye ihtiyacı vardı yani. Türk müteşebbisi o bölgelerde yatırım gerçekleştirmeye ve ihracat yapmaya başladı. Bölge şantiyeye döndü.
Türkiye, Arap coğrafyasında ticari faaliyetlerini geliştiriyor, bir taraftan da Batı sermayesini çekmeye çalışıyordu ama bazı handikapları vardı. Körfez ülkeleri "Bize lider olma hevesindesin ama kendi ülkende terör var" diyor ve Türkiye'nin bu özürlü hâlden çıkmasını istiyordu.
Batı ise "hukuk yok", "yolsuzluk ve kayıt dışı ekonomi var" diyor ve gelmekte nazlanıyordu. Gelen de enerji, perakende, finans, sigorta gibi hukuki altyapısı olan ve kayıt dışılıktan çıkmış sektörlere geldi.
Türkiye'nin "terör"ü bitirmesi, "kayıt dışı"nı ve "yolsuzluğu" önlemesi, "hukuki altyapı"yı tesis etmesi gerekiyordu.
Da... bunları yapamadı. Yabancı sermaye hâlâ ihtiyatlı davranıyor. Ne kayıt dışı bitti, ne yolsuzluk; ne de hukuki altyapı kuruldu.
Terörle mücadelede ise gelinen nokta belli; bir arpa boyu. Kayıkçı kavgası sürüp gidiyor! Hadi diyelim ki, PKK silah bıraktı. Ki, kuvvetle muhtemel bu. Kürt anası da, Türk anası da gözyaşı dökmek istemiyor çünkü.
De... Silah bırakmak çare değil ki. Bu sürecin istihdam ve yatırım ayağının tamamlanması lazımdı; tamamlanmadı!
Kürtler süreç tamamlandıktan sonra ortaya çıkacak rantı almak için kendine göre strateji geliştiriyor. Yanlış! İktidar da boş durmuyor aslında; kendine göre hesaplar yapıyor. O da yanlış!
Bölgede kamu yatırımlarının hızlandırılması gerekiyor ki, hem yöre insanı, hem dağdan inen kendine iş bulsun.
Türkiye, iç tasarrufu düşük bir ülke. Yabancı yatırımcı olmadan büyüyemez. Borç kaynaklarla, sıcak parayla büyümek istediğinde "cari açık" kırbacını yiyip oturuyor. Büyüdüğünde de kazancını faize yatırıyor ve el elde, baş başta kalıyor.
Şayet Türkiye bölgede lider olmak istiyorsa dış politikasını gözden geçirmesi, yabancı sermayeyi cezbedecek reformları gerçekleştirmesi ve vakit geçirmeden Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine yatırım yapması lazım.
Son söz: Refah olmadan barış ve huzur olmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.