Neden geri kaldık acaba?

A -
A +

Global Yatırım'ın davetlisi olarak Türkiye'ye gelen ve İstanbul'da bir konferans veren Hernando De Soto'yu geçen hafta dinledim ama ancak yazabiliyorum. Peru, Mısır ve Haiti başta olmak üzere 26 az gelişmiş ülkede araştırma yapan De Soto, 1950'li yıllarda köyden kente başlayan yoğun nüfus göçünün bütün dünyada kayıtdışına sebep olduğunu ve proje üretip sistemi kayıt altına alan ülkelerin geliştiğini, alamayanların ise geri kaldığını söyledi. Geri kalmışlığın ana sebebi kayıtdışı ekonomiymiş demek ki. Yoksul ülkelerdeki kayıtdışı gayrimenkul tutarının 9.3 trilyon dolar olduğuna işaret eden ve kayıtdışının risk demek olduğunu söyleyen De Soto, işte bu yüksek riskten dolayı gelişmekte olan ülkelere yabancı sermayenin gelmediğini belirtti. Ekonominin kayıt altına alınması halinde ise gelişmiş bir bankacılık sistemi ve istikrarlı bir ekonomi kurulacağını ifade eden De Soto, bu reformun kredi faizlerini de aşağı çekeceğinin altını çizdi. Mülkiyeti sermaye yapmak ve ekonomik bir değer haline dönüştürmek için mal varlığını kayıt altına almak da gerekiyormuş demek ki. Bir gecekonduyu ipotek etmek mümkün mü? Değil. Ekonomik bir değeri yok o gecekondunun çünkü. Fakat, sahibi için belli bir değeri var tabii. De o kadar işte. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler (BM) Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro De Soto'nun kardeşi olan Hernando De Soto, ekonomiyi kayıt altına almanın önemini vurgulamak için Peru Telecom'un özelleştirilmesini örnek verdi. Peru Telecom'u 53 milyon dolara alıcı çıkmamış ama 2 sene devam eden o meşhur mülkiyet hukuku reformundan sonra İspanyollar'a 2 milyar dolara satmışlar. Hukukunun mülkiyete nasıl bir değer kazandırdığını gösteren iyi bir örnek değil mi? Mülkiyet sistemini hukukun başlangıcı olarak kabul eden De Soto, "Mülkiyet hukukunuz yoksa, devlet olamazsınız" dedi. Geri kalmış üçüncü dünya ülkelerinin hepsinin kayıtdışı batağı içinde çırpındığına işaret eden De Soto, bu bataktan kurtulmanın pek kolay olmadığını ancak şart olduğunu söyledi. Kayıtdışını kayıt altına alıp mülkiyet hukukunu işler hale getirmek isteyen ülkelerin çok dikkatli olması ve kamuoyunu ikna etmesi gerektiğine dikkat çeken De Soto, Peru'da kendilerin de bu iş için ayırdıkları fonun üçte ikisini tanıtıma ve ileşitime harcadıklarını vurguladı. "Gecekondu sahibine tapu vermekle, ona haksız kazanç sağlanıp sağlanmadığı" sorusuna verdiği cevap da çok enteresandı Hernando De Soto'nun. "Bunu kuyumcu terazisiyle ölçmek ne kadar mümkün olur, bilemiyorum. Fakat, şunu unutmamak lazım ki, gecekondu yapmak hiç de kolay bir şey değil. Maliyeti, sanıldığı gibi düşük değil bir kere. Yaparsınız, belediye gelir yıkar. Yaparsınız, elektrik, su gibi alt yapı olmadığı için sefil bir hayat yaşarsınız. Verdiğiniz rüşvetler de ödeyeceğiniz vergiden aşağı değildir ha. Burada, gecekondu sahibine verilen rantı hesap etmekle sonuca varmak mümkün değil. Makro ekonomik değerleri düşünmeniz lazım. Ekonominin istikrarlı büyümesi, inşaat sektörünün canlanması, bankacılık sektörünün yakaladığı prestij ve yabancı sermayenin ülkeye ilgisi ve her şeyden önemli bütün değerleri kayıt altına alınmış bir ülkede yaşıyor olmanın keyfi, fertlerin elde ettiği rantla mukayese bile edilmez." > MI ACABA?!. Celal Talabani'nin devlet başkanlığı törenini Saddam da televizyondan izlemiş... En büyük işkence bu ona, ABD kaçırır mı? *** İki sene önce karısını öldürdükten sonra elini ayağını öpen kocaya müebbet hapis cezası verilmiş... Sonradan yapılan jestler para etmiyor demek ki!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.