Neden sadece 6 il?

A -
A +

Türkiye'de 81 il var. Hangisine gidilse, o kentin tarımı, sanayisi, ticaret yapısı, kültürü ve tarihi hakkında veri sayılacak doküman ve rakamları bulmak mümkün. Valilikte, belediye başkanlığında, ticaret ve sanayi odalarında, sivil toplum kuruluşlarında mevcut bunlar. Ancak, ne hikmetse o verileri birleştirip işleyen ve bilgiye dönüştüren yok maalesef. Valiliğinki valilikte, belediyeninki belediyede durup duruyor. Hemen hiç iletişim yok aralarında. Küs falan olduklarından değil; bilgi alışverişi yapmıyorlar sadece! Ancak, 6 il var ki, böyle değil onlarda bu durum. Kayseri, Gaziantep, Adana, Denizli, Konya, İzmir. Bu 6 il istisna. İletişim de var onlarda, inovasyon da. İletişim malum; bilgi akışı demek; haberdar olmak demek. Enformasyon olmadı mı iletişim de olmuyor. Bu 6 ilde valilik belediye ile belediye sanayi ve ticaret odalarıyla kesintisiz iletişim içinde. Gönüllü kuruluşlar hakeza. Hepsi birbiriyle görüşüp konuşuyor ve meselelerin çözümü için belli bir ortak akıl etrafında toplanıp karar verebiliyorlar. İnovasyon denen sistem de bu değil mi zaten? İldeki verileri ve çeşitli kişi ve kurumlar tarafından üretilen fikri ele alıp onu katma değere dönüştürdün mü olur sana inovasyon. İletişim ve inovasyon olduktan sonra eylem planı hazırlamak ne ki? Elin adamları bundan 150 sene önce kurmuş 'think tank' dedikleri düşünce kuruluşlarını. Amerika'yı Amerika yapan işte bu kuruluşlar. Otur, konuş ve uygula!.. Avrupa da öyle. Fikir orada değerli. Düşünceye önem veriyor elin oğlu. Düşünen, ülkesi için fikir üreten insanları seviyor adamlar. Ya biz? Kayseri, Gaziantep, Adana, Denizli, Konya ve İzmir dışındaki illerde ne düşünce seviliyor, ne de düşünen! İletişim yok denecek kadar az. Haksızlık etmemek lazım aslında. Malatya, Mersin, Rize ve Trabzon'da da belli bir kıpırdanma var ama kifayetsiz. Hazıra konma Batı standardını yakalayan il sayısı Türkiye'de neden iki elin parmaklarını geçmiyor? Geçmişte aramak lazım bu sorunun cevabını. İsmini saydığım bu altı şehre şöyle bir bakalım hele. Bu iller devletten doğru dürüst teşvik almamışlar bir kere. Ne dün almışlar ne bugün. Kendi yağıyla kavrulmuş ve kendi imkanlarıyla sivrilip çıkmış hepsi de. Diğer iller öyle mi ya? Ya "Taban fiyatı" denmiş tarım desteği verilmiş onlara, ya seçim dönemine rast gelmiş verilmiş, ya da bir afet bahane edilip verilmiş bu devlet desteği ama öbürleri atı alıp Üsküdar'ı geçerken; bunlar nal toplamaktan öte gidememiş. Neden? Fikir ve o fikri ortak payda yapmak hepsinden önemli de ondan. Gaziantep'e bakın hele bir. Vizyon ve misyonunu belirlemekle kalmamış, inovasyon altyapısını da kurmuş adamlar. Henry Ford'un "Yapamayacağınızı düşünüyorsanız, haklısınız. Yapamazsınız!" sözünü kendilerine şiar edinip imaj ve rekabetçi güçlerini artırmaya çalışıyorlar. Ya öbürleri? Fasa fiso! Anadolu'nun hangi kentine giderseniz gidin o yöre halkı; "Bu memleketin zenginleri neden gelip kendi topraklarına yatırım yapmaz?" diye sorar size. Kayserili Kayseri'de yapıyor ama. Gaziantepli Gaziantep'te, Konyalı Konya'da, İzmirli de İzmir'de. Yatırımcı, sevgi ister. Hüsnükabul görmüşse neden yapmasın? Gaziantepli yapıyorsa; seviliyor da ondan yapıyor. Kalkınma Ajansları Kanunu çıktı ve önümüzdeki günlerde Adana ve İzmir'de ilk pilot uygulama başlıyor. Ardından diğer illerde de başlayacak tabii. Sistem çok basit. Adana'yı ele alalım mesela. Mersin, Tarsus, Osmaniye ve Hatay; bu ilde kurulan Kalkınma Ajansı'na üye olacaklar. Bu ajansın başkanlığını bir dönem Adana Valisi yapacak, başka bir dönem ise Mersin. Bu illerin belediye başkanları, sanayi ve ticaret oda başkanları da yönetim kurulunda görev alacaklar. Hedef, ortak akıl etrafında toplanıp bölgenin kalkındırılması. AB'den yüklüce bir kaynak gelecek bu ajanslara. Devlet Bütçesi'nden de. Ayrıca, il özel idarelerinden ve odalardan da. Yapacakları proje ne kadar büyükse alacakları destek de o kadar büyük olacak bu ajansların. Büyüklüğü belirleyen unsur ise o projenin sağladığı katma değer ve devamlılık. Biyolojik tarımdan tarihî eserlerin restorasyonuna, akıllı tekstilden el sanatlarının geliştirilmesine kadar her bir proje bu sistemde değerlendirilebilir. Yeter ki, geri dönüşümü olsun ve belli bir katma değere sahip bulunsun. Hepsinden önemlisi de global olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.