Nedir bu kredi notu?

A -
A +
Dünya bu günlerde "not" ile yatıp "not" ile kalkar duruma geldi. Kiminin "not"u iniyor, kiminin "not"u yükseliyor. Türkiye "not"u yükselenler arasında. Güney Avrupa ülkeleri ise inişte! İyi de; nedir bu not? Kim veriyor? Neden bu kadar önemseniyor? 
Dünya "not" dünyası. Kişilerin de "not"u var, şirket ve devletlerin de. Bir kişi şayet borç almak istiyorsa, ona kredi açacak olan banka ya da finans kuruluşu; o kişinin borcunu geri ödeyebilme yeteneğinin olup olmadığı hususunda mutlaka bir araştırma yaptırıyor. Araştırmayı yapan firma da o kişinin kredi skorunu notla ifade ediyor. Son yıllarda sigorta şirketleri de yaptırmaya başladı bu araştırmayı. Şirketler için de durum üç aşağı beş yukarı aynı. Herhangi bir şirketin hisse senedini ya da tahvilini almak isteyen yatırımcı, öncelikle o şirketin kredi derecelendirmesine bakar. "Not"una yani.
Devlet kredi derecelendirmesi ise o ülkedeki yatırım ortamı ve risk seviyesi hakkında bilgi veren en önemli mali göstergedir. Yabancı ülkelerde yatırım yapacak olan yatırımcılar her şeyden önce bu göstergeye bakarlar. Bu göstergeleri hazırlayan firmalar, ülkenin siyasi riskini de ayrıca hesaba katıyorlar ki, yatırımcı şaşıp yanılıp çalkantılı bir ülkeye yatırım yapmasın. 
Bu derecelendirmeler Standard & Poor's, Moody's ve Fitch Ratings gibi kredi değerlendirme kuruluşları tarafından yapılıyor. Bu kredi değerlendirme kuruluşlarının derecelendirme skalaları genelde birbirine benziyor. En iyiden en kötüye doğru A, B, C, D şeklinde sırlanıyor bu notlar. A en iyisi. D ise en riskli ve en spekülatif olanı. 
Standard & Poor's geçen hafta Türkiye'nin kredi notunu BB'den BB+'ya çevirdi. Kimi "iyi" dedi. Kimi "eh" diye dudak büzdü. Kimi de "yakında bir artış daha bekliyorum" diyerek; tatmin olmadığını hissettirdi. 
Standard & Poor's nasıl bir puanlama yapıyor ve onun skalasında BB+ ne anlama geliyor ona bir bakalım, isterseniz. "B" sıralamada "A"ya "D"den daha yakın. Başka bir deyişle iyiye yakın, riske uzak. Da... "B"nin de "B"si var. "BBB+" mesela. Üst orta sınıfı ifade ediyor ki, "iyiye yakın" da diyebiliriz buna. "BBB" ve "BBB-" ise "alt orta sınıf" anlamına geliyor. "BB+" ile "BB" ve "BB-" var bir de. Türkiye'nin notu. Yatırım yapılamaz ve spekülatif demektir. Türkiye "BB"den "BB+"ya geçmekle, kötünün iyisi oldu. 
"D"yi anlatmaya gerek yok; iflas edenlerin "not"u. Hakeza "C" ve türevleri. Onlar da "büyük ölçüde spekülatif" ve "önemli risk taşıyor" anlamına kullanılan bir skala. 
"A" başka tabii. "AAA" notunu "en yüksek dereceli" ülkelere veriyor Standard & Poor's. "AA+", "AA" ve "AA-"yi ise "yüksek dereceli" ülkelere. Tek "A"lı notları ise "üst orta" dereceli ülkelere.  
Türkiye'nin "BB+" alması bir başarı. Bunu kabul etmek lazım. Daha fazlasını hak ettiği de doğru. Fakat unutmamak lazım ki, gitmesi gereken çok yol var daha. Bunu bilip buna göre hareket etmek lazım. 
Şunu da ilave etmeden geçemeyeceğim. Türkiye, yatırım iklimi bakımından iyi bir yere geldi. "BB+" notundan geri gitmesini düşündürecek hiçbir riski yok. Bundan sonra hep ileri. Yeter ki, önüne çıkan fırsatları değerlendirme basiretini göstersin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.