Perakende sektöründe yaşanan değişim doğru yönetilemediği için olay bakkal-market kavgasına dönüştürüldü ve maalesef önüne gelen herkes bu yarayı kaşımaya devam ediyor. Daha önce marketler kent dışına çıksın-çıkmasın tartışmaları vardı. Şimdi de sivri akıllının biri kuyuya "Marketler pazar günü açılmasın. Servis araçları kaldırılsın" diye bir taş attı, çarşı esnafı onu çıkarmaya çalışıyor. Her şeyden önce bilmek lazım ki, bir iş veya hizmetten müşteri memnunsa, ne yaparsanız yapın o iş ve hizmetin gelişip büyümesini önleyemezsiniz!.. Bugün Türkiye'de vatandaş büyük alışveriş merkezlerinden ve marketlerden memnun mu? Memnun! O halde kanunla manunla bu memnuniyetin mecrasını başka yöne sevk etmenin imkanı yok. Dünya yapamamış bunu, biz mi suyu tersine akıtacağız? Madem öyle, ne olacak bu gariban bakkalın hali? Ölsün mü adamlar? Tabii ki, hayır!.. Bakkal yaşasın. O da hizmet ediyor topluma. O da çoluk çocuk sahibi. Üç-beş kuruş kazanıp evine götürsün tabii adam. Nasıl olacak peki bu? Bir tarafta dev gibi büyüyen market canavarı, bir tarafta da rekabet şansını kaybedip cılızlaşan bakkal!.. Nasıl olacak da her gün biraz daha açılan makas daraltılıp bakkala dükkanını açıp kapama fırsatı verilecek? Bu mesele, bir gün bakkalın, ertesi gün market sahibinin ağzına bir parmak bal çalmak cinliğini göstererek kesinlikle hallolmaz. Bunun çok iyi bilinmesi lazım bir kere. Bu mevzuda hemfikir olduktan sonra probleme çözüm aramak daha kolaylaşıyor ki, burada konu gelip bakkalın ne alıp ne satacağının iyi tespit edilmesinde düğümleniyor. Bakkal, kapıcının alacağı maddeleri satmalı. Gazete, sigara, ekmek, yoğurt, süt, peynir, zeytin, vs. Ne alıp ne satacağını iyi bilen bir bakkal kesinlikle işini kaybetmez. Ayrıca, dışarıdan lüzumsuz müdahaleler olmasaydı sektör kendi içinde sistemini kurup işletecekti ama ha bire yapılan bu gereksiz müdahaleler sistemi kilitledi. Migros ve Metro gibi büyük marketler mesela. Bakkalı finanse edip onu verimli hale getiren proje ürettiler. O yetmiyormuş gibi akıllı tasarımlarla bakkal dükkanına modern görüntü de sağladılar ama kendisine siyasetçilerin uzattığı yalancı emziğe aldanan bakkal, kendisine iş birliği için uzatılan eli reddetti. Mantıksız tezler Marketlerin pazar günü tatil edilmesi neden yanlış? Almanya'da marketler pazar günleri kapalı. Hafta içi ve cumartesi günü ise saat 20'ye kadar açık. Ancak, oranın şartları farklı. Almanya'da adamlar saat 06'da iş başı yapıyor ve en geç 16'da işi bırakıyorlar. 16'dan 20'ye kadar dilediği marketi ve mağazayı gezip istediği alışverişi yapan Alman; pazar günü evinden hiç çıkmaz, istirahat eder. Buna rağmen bugün Almanya'da bile "Marketler pazar günü de açık kalsın ve 24 saat hizmet versin" tartışmaları yapılıyor. Noel öncesi 4 pazar günü ve yılın diğer aylarında toplam dört pazar açılması yönünde ısrarlı bir talepleri var Almanya'daki alışveriş merkezlerinin. Türkiye'de iş saatleri bir defa hafta içi alışverişe mani. Akşam 6'da, 7'de işten çıkan bir kişi o trafik keşmekeşinde evine mi gidecek, alışveriş mi yapacak? İstanbullu, Ankaralı, İzmirli... hafta içi değil de cumartesi ve pazar günleri alışverişe çıkıyorsa, keyfinden yapmıyor bunu; şartlar zorluyor. Bir de marketlerin servis araçlarını iptal etmesi isteniyor. Ki, tam bir zırva! METRO AG CEO'su Hans Joachim Körber verdi bu anlamsız isteğin cevabını: "Türkiye'de birçok ailede bir araç var. Aileler için alışveriş günlerini cumartesi ve pazar günleri oluşturuyor. Türk hükümetinin bunu mutlaka göz önünde bulundurması lazım." Ekonomik hiçbir değeri olmayan mantıksız tezlerle sistemi yaralamak yerine, gerçeklere bakıp hem tüketicinin, hem bakkalın ve hem de marketin memnun olacağı orta yolu bulmak lazım. Aklın yolu bir çünkü.