Türk siyaseti yorgun. Yeni şeyler üretemiyor. Tam bu dönemde Numan Kurtulmuş faktörü atıldı ortaya. Taze kan olabilir mi? Ak Parti - Has Parti birleşmesinin gündeme gelmesiyle birlikte bu konu çokça konuşulur oldu. Numan Kurtulmuş kalite bir siyasetçi. Vizyon sahibi. Türkiye'nin potansiyelini biliyor; ayrıca bu potansiyelin nasıl harekete geçirileceğini de. Türkiye'nin birinci lige çıkmaya namzet bir ülke olduğunu savunuyor. Vatandaşın gözünde üç aşağı beş yukarı böyle bir imajı var Kurtulmuş'un. "Olur" diyenler işte bu özelliğinden dolayı "olur" diyorlar. Kurtulmuş "Her şeyden önce halkın her ferdinin kendini birinci sınıf vatandaş sayacağı bir Anayasa'ya ihtiyacımız var." demesiyle tanınıyor kamuoyunda. Kürt meselesinin adil ve demokratik bir şekilde çözülmesi gerektiğini savunuyor. "Türkiye kendi iç barışını sağlamaya mecbur" dediği için seviliyor. "Alevi-Sünni", "Sağcı-Solcu" diye ülkeyi ikiye bölmek isteyenlere prim vermeyen siyaset istiyor Kurtulmuş. Bu söylediklerinin yapılması zor şeyler olmadığı görüşünde. "Yeter ki iyi niyet olsun." Numan Kurtulmuş "gelir dağılımı adil olsun" demesiyle tanınıyor. "Ahbap-çavuş" ilişkileri ile büyüyen Türkiye değil; "Toplu kalkınma" planı ile büyüyen Türkiye istiyor. Ak Parti İktidarı sosyal yardımlarla bu dengesizliği nispeten giderdi, gideriyor ama "gelir dağılımında adaleti sağlamak" için reform şart yine de. Reform yapılsın ki, adalet kalıcı olsun. Numan Kurtulmuş'un komşu ülkelerle ilgili de farklı görüşleri var. Türkiye'nin ortak kültürleri arkasına alıp komşularıyla dostane ilişkiler geliştirmesi ve bölgede birliği sağlaması gerektiğini savunuyor mesela. Diyanet İşleri Başkanlığı'na teklif yapmış; "Orta Doğu, Balkan ve Kafkas ülkelerinin dini liderlerini Türkiye'ye davet edelim ve bayram namazını birlikte kılalım" diye. Kurtulmuş, "Yeni Türkiye" derken bunları diyor işte. Bölgenin lideri bir Türkiye sevdası. Bunlar olmayacak şeyler değil. Yeter ki Numan Kurtulmuş'un dediği gibi "iyiniyet ve fikri takip" olsun. Bir de tabii ortak aklı bulmak lazım. Kurtulmuş bu konularda iddialı. MİAD Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Arıkan'ın iftar yemeğinde buluştuğumuz Numan Kurtulmuş'a "Ak Parti ile birleşme kararını sordum. "Görüşmeler sürüyor" dedi. "Bayramdan sonra gerçekleşir inşallah." Numan Kurtulmuş'u istekli gördüm. Birleşmenin kendisine hizmet fırsatı vereceği kanaatinde. Özel bir statünüz olacak mı, diye sordum. "Hayır" dedi. "Böyle şeyler konuşulmaz." Fakat davetin Başbakan Erdoğan'dan geldiğini ısrarla vurguladı. Bu sözün arkasında, "Beni isteyen, bana ihtiyaç duyan; icraat yapmam için gerekli iklimi hazırlar" fikrinin yattığını hissettim. Olması da lazım. Evet Numan Kurtulmuş Ak Parti felsefe ve tüzüğüne uzak bir siyasetçi değil ama partili de değil. Ak Parti içinde bazı rahatsızlıklara neden olması ihtimal dahilinde. Dolayısıyla Numan Kurtulmuş'un Erdoğan tarafından korunup kollanması gerekiyor. Kurtulmuş da zaten "Halkın talebi, Hakkın takdiri varsa olur" diyor ve endişe etmiyor bu konuda. Bir garanti almış demek ki.