Siz hiç dağın çöktüğünü gördünüz mü? Ben gördüm. Dünyanın en acı hadisesi!.. Ardından her gün güneşin battığı, ayın doğduğu o dağın yıkılışını görmeye yürek dayanır mı? Ay ve güneşin taçlandırdığı, rüzgâr ve fırtınanın güçlendirdiği, yağmur ve karın bereketlendirdiği o heybetli dağın yıkılışını görmeyi kim arzu eder. Gördüğünüz güzelliklerin ekserisi o dağa aitse; yaşadığınız acı tasavvurun fevkinde olur elbette ki. Benim dağım yıkıldı. Hem de gözümün önünde eriye eriye yıkıldı. Bu hali tahayyül etmenin imkânı yok. Ben de edemedim. Erime gerçekleştikten sonra dank ediyor insana. Böyle bir şeyin olacağı insanın aklının ucundan dahi geçmiyor çünkü. Mazhar Geylani evladı resuldü. Hepimizin "Mazhar Amcası" idi. Bizim için bir dağdı o. Çok heybetliydi çünkü. Onun gölgesinde huzur içinde yaşayıp gidiyorduk. Ama o vefat etti. Kim derdi ki, Mazhar Amca rahatsızlanacak; o yetmiyormuş gibi eriyip bir deri bir kemiğe dönüşecek ve sonra da vefat edecek! Olacak şey mi? Ölüm Allah'ın emri. Kim ne diyebilir ki? De... ya o erime hali? Kabul etmek mümkün değil!.. Herkesin sevip saydığı Mazhar Amca vefat etti. İlmiyle, ahlakıyla, itikadıyla, yüreğinde taşıdığı insan sevgisiyle, çevresine gösterdiği ilgi ve alâkasıyla, yakınlarına düşkünlüğüyle bilinen o fazilet timsali Mazhar Amca... dost düşman herkesin gözüne dağ gibi heybetli görünen Mazhar Amca küçük bir rahatsızlığa düçar oldu ve vefat etti. Dağ bu. Binlerce, milyonlarca canlı orada hayat buluyor. Sayısız güzellikler onun bağrında barınıyor. İnsanlara kâh gölge oluyor; kâh üzerine vuran güneşin ışıkları ile kendisine bakan gözlerde bir renk cümbüşüne dönüşüyor; kâh sevgiye hasret insanların sevgi kaynağı oluyor. Bu oluş öyle kendiliğinden olan bir oluş değil elbete ki. Yağan kar ve yağmur olgunlaştırıyor onu. Bağrına çarpan rüzgârların, yüzüne vuran güneşin ve ayın etkisiyle erişiyor o olgunluğa. Mazhar Amca da senelerin derdi belası ile cebelleşerek olgunlaşan bir insandı. Evlat acısını dahi tattı. Genlerinde soyluluk vardı onun. Dedesi Abdülkadir-i Geylani, onun dedesi de Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselam. Bundan daha büyük asalet olur mu? Mazhar Amca'nın özünde soyluluk vardı. Azamet ve merhamet vardı. İlim vardı. Tevekkül ve sabır vardı. Cömertlik onun şahsında buluyordu tarifini. Tek tesellimiz, geriye birbirinden değerli evlatlar bırakmış olması. Her birisi bir cevher bu evlatların. Onlara bakıp gönlümüzü ferahlandıracağız. Mazhar Amca'nın gözündeki ışığı, yüzündeki aydınlığı, kalbindeki sevgiyi arayacağız. Gönülleri ferahlandıran o tatlı sözlerini duymayacağız artık. Ama dedim ya, çocukları var. Onlara bakıp teselli bulacağız artık. Onların heybetli bedenlerini siper yapıp kötülüklerden korunacağız. Allahü teala Mazhar Amca'ya rahmet eylesin. Sevdiklerine, sevenlerine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.