Okuyucuma cevap

A -
A +

Senelerin gazetecisiyim ve yazı yazıyorum. Kalemimi hiç menfaat mürekkebine batırmadım. İşimi yaparken sorumlu davranmaya çalıştım hep. Bizim ülkemizde bu tür şeylere çok itibar edilmiyor, onu da biliyorum. Hangi işi yapıyor olursa olsun; kişiyi yönlendiren sadece yaptığı mesleğin ahlakî değerleri ve ilkeleri değildir elbette ki. Genlerinde taşıdığı değerler de önemli rol oynar bu arada. Çok riskli olmasına rağmen dobralık benim hoşuma gidiyor mesela. Babam rahmetli de öyleydi, dedem de. Diğer akrabalarımda da farklı bir davranış görmedim. Bakıyorum, çocuklarım da benim gibi. Gazetecilik mesleği, aykırı insanları bünyesinde barındırabiliyor ve ben de biraz bunun için yapıyorum zaten. Gelen yazılardan, bu özelliğimin yazılarıma da yansıdığını fark ettim. Ben doğruyum demiyorum tabii. Sadece karakterimin böyle olduğunu söylemek istiyorum, ki zaten o da biliniyor. Ayşe Gülay İzsürer (İstanbul): "Zenginlere hoşgörülüsünüz" sözünüze bayıldım. Demek ki birilerine karşı hoşgörülü olabiliyormuşum. Sayenizde öğrendim, sağ olun. Şaka bir yana, Türkiye'de sanayici olmanın zor olduğunu düşünüyorum. Bürokrasiyle boğuş, haksız rekabetle cebelleş, vergi ver, meslek odalarına aidat öde... Diğer taraftan işsizlik de çok kötü tabii. Birisi, bu kadar zorluğu göze alıp istihdam imkânı hazırlıyor ve ona iş veriyorsa; elimde değil, ben o müteşebbise saygı duyarım arkadaş. Tülin Akyıldız (Ankara): Yazılarımı beğenerek okuduğunuzu ifade ediyorsunuz. Teşekkür ederim. Bu tür mektupları köşeme alıp imajımı parlatmam çok güzel tabiî. Fakat yine de bana böyle davranmayın lütfen. Şahsî meselelerden ziyade toplumun ortak meselelerini tartışalım. Fikirlerimdeki yanlışı söyleyin mesela. Veyahut da üstü kapalı kalan bir mevzu varsa; beyin fırtınası estirip onun üstünü açalım ki, ahali de istifade etsin bundan. 'Körler sağırlar, birbirini ağırlar' olmasın yani!.. Ahmet Günal (Tosya): Noterlerin makbuz kesmediği işlemlerin geçerli olmadığını bilmiyordum. Öğrenmiş oldum. Bu vesileyle iyi bir aile terbiyesi aldığınızı ve dürüst olduğunuzu da biliyorum artık!.. Hasan Gezer (Karaman): Hükümeti eleştiririrken ince veya kalın diye bir üslup tercihim olmuyor. Taraflı değilim, görevimi yapıyorum sadece. Bazı konularda hükümetin daha hızlı olması gerektiğini ifade ediyorum, hepsi o. Dost acı söylermiş. Bu ülkenin bir entelektüeli olarak hükümetlere gerekli ikazları yapmayı görev biliyorum. Zaten mesleğimin ilkeleri de bunu emrediyor. İbrahim Çağlar (Adana): Siz de aynısınız. Bir yazardan, kırık plak gibi hep aynı şeyleri çalmasını nasıl bekleyebilirsiniz anlamıyorum. Türkiye'de bir siyah, bir de beyaz var. Daha doğrusu; benden olan iyi, benden olmayan kaka. Ben öyle düşünmüyorum şahsen. Doğru zamanda doğru yapan iyi, yanlış yapan kötü. Benim felsefem bu. Ha, bir de iyi niyetli olup da yanlış yapanlar var tabii. İşte onları ikaz eden bir gazeteci olmak beni ayrıca mutlu ediyor. MI ACABA?!. IMF, 'Asgari ücrete fazla zam yapmayın' demiş... Sanki yapan var da!.. *** Polise cop kullanma adabı öğretilecekmiş... Önemli olan teknik, orada bir problem yok! *** Yeni Zelanda'da bir eve 1.3 kiloluk göktaşı düşmüş... Ne var bunda, senelerdir başına taş yağan bize bir şey mi oldu? *** Devlet çaycıya iki milyar lira maaş veriyormuş... Devletimizin neden büyük olduğunu anlayın işte! *** MSÜ'de asılsız bomba ihbarı sınav iptal ettirmiş... Kabul etmek lâzım ki, biz öğrenciliğimizde bu kadar uyanık(!) değildik...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.