El insaf! Bir milli mesele bu kadar mı iç politika malzemesi yapılır yahu? Ana Muhalefet Partisinin Lideri Kılıçdaroğlu, durup durup Türkiye'nin son 9 yılda uyguladığı her dış politikanın fiyasko ile sonuçlandığını söylüyor. AB üyeliği fiyasko! Ermeni Açılımı fiyasko! Suriye meselesi fiyasko! Kürt Açılımı fiyasko! İsrail ilişkileri fiyasko! Sanki pazardan patates alıyor, ya da komşu seçiyor Türkiye de Kılıçdaroğlu "Bu ne?" diye soruyor. "Böyle patates mi alınır?" "Böyle komşu mu seçilir?" Dünyanın müthiş bir değişim sürecinden geçtiğinden haberi yok sanki. Ülkelerin komşularını değiştirme şansı yok elbette ki ama pozisyonlar değişiyor. Her ülke yeni müttefik arayışında ya da yeni ittifakların arasında buluyor kendisini. Bu değişim öyle kuru bir değişim de değil ki, "başını kuma gömüp" bekleyesin. Geçti o günler. Bu değişim sancısı sadece siyasî alanda çıkmıyor ülkelerin karşısına. İktisadî, sosyal ve askerî alanların her birisinde hissettiriyor kendisini. Biraz geç kalmaya gör; ya birinin ayağına batmış diken oluyorsun, ya da başkası senin ayağına dolanan engel olup çıkıveriyor. Çok bilinmeyenli bir denklem yani. Bugün kazanmış gibi görünürken yarın kaybeden olmak da var işin içinde. Dolayısıyla ülkelerin çok dikkatli olması gerektiği bir dönem bu dönem. Ak Parti İktidarının elle tutulur bir başarısı olmadığı doğru. Fakat, kimin var ki? Amerika, Avrupa, Rusya, Çin, Hindistan... çok mu iyi? Hepsi debeleniyor. İsrail içine düştüğü labirentten çıkamıyor bir türlü. Hakeza Ortadoğu. Bir Arap Baharı'dır gidiyor ama çalkalanmalar sürüp gidiyor. Türkiye yine en istikrarlısı; model ülke. Tüm iniş çıkışlara rağmen Ak Parti İktidarı'nın geleceğe yönelik adımlarının isabetli olduğu hususunda hakkını teslim etmek lazım. İsrail meselesi mesela. Bu meselesi öyle karmaşık bir mesele ki, kimin eli kimin cebinde belli değil. Fakat, çözülmesi gerekiyor. İsrail ile Filistin arasındaki çelişki, dünyanın çelişkisi haline geldi. Bu durum sürekli olarak istikrarsızlığa sürüklediği gibi çözümü de bloke ediyor. Dünya alem İsrail ile Filistin arasında barışın tesis edilmesi konusunda hemfikir. Fakat o noktaya nasıl varılacağını kimse bilmiyor. Çözümün ana hatları belli ve hepsi de hüsnükabul görmüş çözümler bunların fakat buna rağmen herkes ümitsiz. Ümitsiz çünkü her iki toplumda da hizipler var ve bu hizipler 60 yıllık çatışmadan bıkmadığı gibi bir 60 yıl daha çatışmaya hazır görünüyorlar. Tarafları çözüme zorlayan bir dış gücün olması lazımdı. Bu güç BM'dir ve bir de Türkiye. Türkiye Mavi Marmara olayıyla tarafları harekete geçirdi. Bakmayın siz İsrail'in kasım kasım kasıldığına. Kuyruğu sıkıştı! BM bu işin peşini bırakamaz artık. Filistin Devleti'ni tanımaya kadar gider bu. Kılıçdaroğlu'na tavsiyem, şu: Biraz uzun vadeli düşün. Uzağı gör, lütfen. Her şey iç politika malzemesi olmaz. Sen de yapma!