Ordu'nun "aganigi" ürünü

A -
A +

Apar topar bir gidişim oldu. İki satır not dahi bırakmadım, bırakamadım! Okuyucum kafasını dinlesin, gibi bir mazerete sığınıp gittim. Gelgelelim okuyucum öyle demedi. Kimi e-posta atıp "Ne oldu" dedi. Kimi, "Hasta mısın" diye telefon açıp halimi hatırımı sordu. Kimi de, "Senin bu yaptığın ayıp" diyerek; haşladı beni. Arayıp soran herkese teşekkür ederim. Ne hastayım, ne de başka bir şey. Sadece, kafamı dinledim. Vaziyetimi arz etmedim; hatalıyım. Ben ki, siz değerli okuyucularımı velinimetin bilirim; "patronum" gözüyle bakarım sizlere. Okuyucularımdan ayrı ayrı özür diliyorum. Affınıza sığınıyorum! Mısır ve Suriye taraflarını dolaştım. Her zamanki gibi Anadolu'yu gezdim adım adım. Çok güzel bilgiler topladım. Onları sizlerle paylaşıp kendimi affettirmeye çalışacağım. Ama önce Ordu. Doğu Karadeniz'in şirin kenti Ordu, deyince; akla fındık gelir. Fındık, yörenin geçim kapısı çünkü. Fakat, sahnede sadece üretici yok. Müstahsil geçim, ihracatçı ve tüccar kâr, siyasetçi oy peşinde. Bütün bu dengeler dönüp dolaşıp fındık üzerinde düğümleniyor. Dünyanın en zor denklemi. Tarafların hepsini memnun etmenin imkânı var mı? Olmamış zaten. Siyasetçi, sistemi bir yumak yapıp bırakmış. Hele, seçim sathı mailine girildiği yıllarda. İktidar, "oy ver, sana şu kadar destek" demiş. Muhalefetteki siyasi parti ise, "Geldiğimde fındığı şu fiyattan alacağım" diye söz üstüne söz vermiş!.. Çoğu da yerine getirilmiş bu söz ve vaatlerin. Siyasetçi memnun, müstahsil memnun ama tüccar, sanayici ve ihracatçı, eli böğründe kalakalmış! Kimi iflas etmiş, kimi fabrikasını kapamış, kimi de eşin dostun yüzüne bakamayıp memleketi terk etmiş!.. Bununla kalsa yine iyi. Bu yanlış uygulamalar sınırlarımızın dışına kadar taşmış. Gürcistan ve Azerbaycan mesela. Adamlar, para ettiğini görünce, dağa taşa fındık ekmeye başlamış. Avrupa ve Amerika bile var artık bu işte. Dünyanın tükettiği fındığın yüzde 75'ini karşılayan Türkiye, bu yanlış politikalar nedeniyle her sene pazardan bir kısmını başkalarına kaptırıyor. Bunun ana nedeni, ovalara dahi fındık ekilmesi. Nasıl olsa teşvik var, diyen fındık ekmiş. Oy ver, teşvik al! Teşvik ver, oy al! AK Parti iktidarı, bütün bu çarpıklığa bir son verme niyetiyle bazı kurallar getirdi. Ordu, Trabzon, Giresun gibi arazisi meyilli bölgelerdeki fındık üreticisine, hektar başına 150 TL teşvik veriyor artık. Ovada ekene ise yok bu teşvik. Onu da hepten mağdur etmiş değil ha. Söküp alternatif ürün ekene, her hektar için 200 TL destek primi ödüyor. Bu, şu demek. Türkiye bugün 900 bin ton fındık üretiyor. Bunun 700 bin tonu iç piyasada tüketiliyor ya da ihraç ediliyor. 200 bin tonu stokta kalıyor yani. Bu 200 bin ton, bütün dengeleri bozuyor. En başta da fiyat istikrarını. Şayet, 166 bin hektar alanda kaçak olarak ekilmiş olan fındık olmasa ne stok kalacak ne de istikrarsızlık. AK Parti iktidarı getirdiği tedbirlerle işte bu dengesizliği gidermeye çalışıyor. Aynı zamanda, arazisi fındıktan başka bir ürün yetiştirmeye imkân vermeyen Ordu gibi illeri de koruma altına almış oluyor. Fındık Tanıtım Grubu (FTG) iyi çalıştı. Fındık pazarında yüzde 20'lik bir talep artışı sağladı ama yine de AK Parti'nin getirdiği tedbirleri tavizsiz uygulaması şart. Aksi takdirde, fındık üreticisi de, devlet de fazlasıyla zarar görür.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.