Örgütlenmeden olmaz bu işler!

A -
A +
Gelişmiş ülkelerin kalkınma stratejilerinde iki ana unsurun çok önemli rol oynadığı görülür. 1) Örgütlenme 2) Devlet teşviki. Örgütlenmenin ise iki çatı altında toplandığı dikkat çekiyor. 1) Kooperatif 2) Kalkınma Ajansı. Avrupa'daki kooperatiflerin holdingleri ve bankaları dahi var. Tarımdan sanayiye, ticaretten tüketime kadar her alanda kooperatif kurmuş adamlar. Kalkınma Ajansları da öyle. Bölgeler arası kalkınmışlık farkını bu ajanslarla aşmışlar.
Türkiye'nin örgütlenme karnesi zayıflarla dolu. Kooperatifi "komünistleşme" ile aynı kefeye koydu benim canım ülkem! Sadece kamu güdümlü kooperatiflere yaşama hakkı tanıdı ve onlar da siyasilerin oy deposu olmaktan öte gidemedi. Devlet teşvikleri verilmedi değil, verildi ama sosyal yardım mahiyetinde verildi ve çerez parası oldu.
Kooperatifleşme kalkınmanın temel taşı halbuki. Tire Süt Kooperatifi bunun en canlı örneği. 1967 yılında birkaç süt üreticisinin bir araya gelerek kurduğu kooperatif bugün bin 870 ortaklı muhteşem bir işletmeye dönüştü.
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük'ten maliyetleri nasıl düşürdüklerini dinlerken insan heyecanlanıyor. Yem, gübre, tohum, akaryakıt, ilaç gibi tüm girdileri ucuza almanın yolunu bulmuşlar. Makineleri daha düşük fiyatla alıyorlar. Veteriner hizmeti desen fazlasıyla temin ediliyor ve hem de oldukça düşük maliyetle. Gıda güvenliği ve hijyen zaten eksiksiz yerine getiriliyor. Hal böyle olunca Tire Süt Kooperatifinin ürününü satın alan tüketici de güvenle yiyor. Üretici memnun, tüketici memnun, satıcı memnun. Maksat da bu değil mi?
Türkiye Kalkınma Ajansları ile yeni tanıştı. Sayıları 26'yı bulan bu ajanslar bir şeyler yapıyorlar tabii. De... yeter mi? Asla yetmez, kat'a yetmez!.. Böyle giderse tıpkı kooperatifler gibi ajansları da kaybedeceğiz. Halbuki Türkiye'nin bu sisteme ihtiyacı var. Evet, işletmelerin veya iyi fikri olanların getirdiği projeleri değerlendiriyor ve işe yarayanlarını teşvik de ediyorlar ama kalkınma ajansı bu değil ki. Bırakın onu KOSGEB yapsın. Kalkınma ajansları strateji çizmeli. Bölgenin kalkınması için gerekli olan yol haritasını belirlemeli ve rol alacak olan aktörleri sistemin içine çekmeli. Kalkınma ajansının esas işi bu.
Vali mi başkan olacak, STK yetkilisi mi? Bu kavgalar Türkiye'yi bir yere götürmez. Türkiye'de marka şehirlere ihtiyaç var ve "hangi şehir hangi yöntemle marka olur" sorusunun cevabını verecek uzman ve akademisyen mevcut bu memlekette. Onların desteğini almadan olmaz bu iş.
Türkiye'nin hemen her şehri turizm potansiyeline sahip. Bazıları bu potansiyeli harekete geçirmek için çabalıyor da ama yetersiz. Global vizyon lazım. Onun da uzmanı var. Kalkınma ajansları bu uzmanların bilgi ve tecrübesinden istifade etmeli. Etsinler ki, akıllı ve uzun vadeli projeler çıksın ortaya.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.