Farkında değiliz ama Türkiye ottan para kazanan uyanıkların cirit attığı bir ülke olup çıktı. Keşke, para kazansalar! Köşe oluyorlar köşe! Ot, hiç şüphesiz şifa kaynağıdır. Zaten, ilaç da bitki özünden elde ediliyor. Da... hangi otun hangi derde derman olduğunu bilmek lazım. Ne miktarda kullanılacağını da tabii. Dozu ve süresi bir uzman tarafından belirlenmeli ki, o bitkiden şifa hasıl olsun. Yoksa, zarar görür insan! Hele tedavi gören hastalar. Onların çok daha dikkatli olmaları gerekiyor. Kullandıkları bitkinin, doktor tarafından verilen ilacın etkisini azaltması söz konusu çünkü. Bitki kökleri için de geçerli bu söylediklerim. Bitki ve bitki kökünden şifa bekleyenin dikkat etmesi ve uzman nezaretinde kullanması; elbette ki çok önemli ama daha vahim olanı söylemedim henüz. Piyasa, "şunun köküyle, bunun yağı" yahut da "onun sütüyle, bunun tozu" diye anlatılan sözde karışımlarla doldu. Aman dikkat! Bu uyanıkların yaldızlı sözlerine aldanıp paracıklarınızı kaptırmayın. Giden sadece paranız olsa, "hadi" der geçer insan. Sağlığınız da gidiyor! Devlet de farkında bunun. Bu gidişata "dur" demek için kendince çare de buldu. Fakat, kimseye faydası olmayan bir çare! Dağ fare doğurdu yani! İlaç niyetine kullanılan bitkilerin kontrolü, Tarım Bakanlığı'na devredildi!.. Bu kritik gelişmeye hemen her tıp dalı tepki gösteriyor. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Sema Akalın mesela. Bu uygulamanın ileride içinden çıkılmaz karmaşaya neden olacağının altını çizip, "Böyle şey olmaz" diye isyan etti. Haklı tabii. Garip bir uygulama!.. Ha, Tarım Bakanlığı'nın rolü olmasın mı? Olsun. Şart da. Bitkiler doğru hijyen şartlarına uygun kurutulmuyor. Hakeza, muhafazası. Bitkilerin sağlıklı şartlarda ambalajlandığı dahi söylenemez. Bütün bunların Tarım Bakanlığı kontrolüne verilmesi elbette ki doğru ve yerinde. Ama, o bitkiye ilaç ruhsatı vermesi de ne oluyor? İlaç mevzu Sağlık Bakanlığı'na terk edilmeli. Demek istediğim bu. Azıcık da Endokrinoloji bilim dalına temas edip bağlayayım sözün kuyruğunu. Endokrinoloji malum, insanın hormonal sistemini inceleyen ve bunun neden olduğu hastalıkları takip eden bilim dalı. Vücut birçok hormon salgılıyor ve bu hormonlar çeşitli plastik kapların ve kimyevî sıvı sabunların kullanılması nedeniyle zaafa uğruyor. Kötü beslenme de tabii. Sonra da hiper tansiyondan diyabete, tiroid bezi iç salgısındaki bozulmadan kemik hastalığına kadar sayısız hastalık çıkıyor ortaya. Hepsinin tedavisi mümkün yeter ki, teşhis doğru konulsun ve tedavi doğru yapılsın. Hormon yapısı bozulunca, kişinin çeşitli organı ağrıyor. Hasta da o organın uzmanına gidiyor. İşte, kritik nokta burası. Hastalığın hormonal bir hastalık olduğu tespit edilemezse, vücut hem lüzumsuz ilaçla dirençsiz hâle getiriliyor, hem de gerçek hastalığın ilerlemesine fırsat tanınıyor. Bu tür hastaların kesinlikle endokrinolog uzman tarafından muayene edilmesi lazım.