Oyumu kullanırken biraz sorumlu davranayım dedim, işim zorlaştı da zorlaştı! Sandık başına gitmeye 10 gün kaldı, kalmasına ama bendeniz hâlâ oyumu kime vereceğimi kararlaştırmış değilim. Siyasi partilerin programları da, seçim bildirgeleri de bana cazip gelmiyor, hem de hiç gelmiyor!.. Hele miting meydanlarında atıp tutmaları; midemi bulandırıyor!.. Benim istediğim atla deve değil haa, onu da söyleyeyim. Biraz aklıselim istiyorum, hepsi o! Dünyadaki gelişmelerle benim ülkemdeki gelişmeler paralellik göstermiyor bir kere. Elin oğlu Mersin'e giderken biz nedense tersine gidiyoruz! Bu da beni zıvanadan çıkarıyor!.. Globalleşme rüzgarı dünyayı küçültüp bir köy haline getirdi. İletişim hızlandı, bilgiye ulaşmak çok kolay hale geldi. Ayrıca, rekabet mevhumu çok önemli bir unsur olup çıktı. Rekabetteki bu acımasızlık, beraberinde tasarrufu ve hepsinden önemlisi de maliyetlerin aşağı çekilmesi mevzuunu gündeme getirdi. Eskiden 100 firma beyaz eşya üretiyorsa, şimdi 30'a indi bu sayı. Kimi üretimden vazgeçti, kimi şirket evliliği yapıp güç birliğine gitti. Kahverengi eşyada da böyle bu, dayanıklı tüketim mallarında da. Mobilya, otomobil ve televizyonda farklı olduğunu sanmayın sakın. Onlarda da aynı durum hakim. Dünyada artık dev üreticiler ve bir de 7 milyar nüfuslu tüketiciler var. İş kala kala, bu monopollerin ürettiği malları tüketiciye ulaştırmaya kaldı. Pazarlama tekniği ve satış stratejisi olanlar yiyecek kaymağını gayet tabii bu işin. Bir de hizmet sektörü var. Lojistikten ulaştırmaya, taşımacılıktan paketlemeye, ambalajdan etiketlemeye kadar uzanan bu hizmetleri göz ardı etmek mümkün mü? Globalleşme böyle bir şey işte. De... Türkiye'nin rolü ne bu değişimin içinde? Türkiye'nin yeri Ar-Ge yatırımı yapıp teknolojik faaliyetlerini aralıksız sürdüren ve üstüne üstlük tekelleşen dev üretici firmaların arasında Türkiye'nin kendine bir yer bulması mümkün mü? Sanmam! Türkiye'nin sanayi ülkesi olması imkansız gibi geliyor şahsen bendenize. Teknoloji başkasına ait olmak üzere, fason üretim yapar ancak. Ki, onu da yapıyor zaten. Fasonculukla 70 milyon nüfuslu Türkiye'nin istihdam meselesi hallolmuyor ki! O halde Türkiye'nin daha başka işlerle iştigal etmesi lazım. Lojistik, ulaştırma, bilişim mesela. Bu işlerde Türkiye'nin müthiş avantajları var aslında ama ha deyince olmuyor bu. Her şeyden önce insanlara eğitim vermek gerekiyor. Fakat, burası Türkiye! Bunca eğitim kurumları olmasına rağmen doğru dürüst planlama yapamıyor ve dolayısıyla kendi sanayisinin ihtiyacını karşılayacak kalifiye elemanı dahi yetiştiremiyor, kaldı ki batının ihtiyacını karşılasın! Türkiye'nin önce bu çarpıklığa bir çare bulması lazım, hem de en kısa zamanda. Hakeza turizm. Türkiye'de muazzam bir turizm potansiyeli var. İnanç turizmi.. kültür turizmi.. destinasyon turizmi.. yayla turizmi.. eğitim ve sağlık turizmi. Türkiye'deki sağlık kuruluşları dünyanın birçok ülkesinden daha düşük fiyatla sağlık hizmeti veriyor ama bunu yabancıya anlatmak için ne bir faaliyet var, ne de koordinasyon! Eğitim de öyle. 100'e yakın üniversite varsa da gelen yabancı öğrenci sayısı bir elin parmağı kadar az. Hâl böyle iken siyasi partilerin "Mazotu 1 YTL yapacağım"dan başka bir şey söyleyememesi karşısında, bendeniz oyumu kime vereceğim hususunda tereddüt etmeyeyim de ne yapayım? Türkiye bir tarım ülkesi ve nüfusunun önemli bir kısmı tarımla iştigal ediyor. Her ülkenin geleceği okumak gibi bir mecburiyeti var. Türkiye'nin tarım politikasından neden hiç bahsetmiyor siyasi partiler? Bu konuda herhangi bir endişeleri yok mu yoksa? Mazotu 1 YTL yapmakla çözülecek kadar basit değil bu mesele! Türkiye uçak yapamaz ama global bir hava yolu şirketi kursa başarılı olur. Başka hava yolu şirketlerine hostes ve pilot da ihraç edebilir. Türkiye'nin yabancı sermayeye ihtiyacı var. Bunu gerçekleştirmek için ise vergi ve sosyal güvenlik reformu başta olmak üzere birçok reformu gerçekleştirmesi lazım bu ülkenin. Kim yapacak bunu? Aradığımı bulamadım, diye oy kullanmayacak değilim. Kullanacağım elbette ki. De... duygularıma kapılıp yapmayacağım bunu. Mantığıma en yakın olanı bulup ona vereceğim oyumu. Bu zaviyeden bakınca CHP hiç ilgimi çekmiyor mesela. Laiklik mevhumuna sarılmanın bu ülkeye ne gibi bir hizmeti olur acaba? Laiklik bir yere gitmiyor ki! Kafam hâlâ karışık, aramaya devam.