Türkiye'nin yabancı sermayeye duyduğu ihtiyaç ile balığın suya bağımlılığı arasında pek fark yok aslında. Hayat memat meselesi. Mademki özelleştirme bu kadar önemli, peki hani nerede? 'Özelleştirme' deniyor ama habire 'kamulaştırma' yapılıyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!.. Türkiye, özelleştirmeyi kafaya koymadı mı? Hele AK Parti İktidarı, 'Özelleştirme bizim olmazsa olmazımız' demedi mi? Ne oldu bütün bu sözlere, ha, ne oldu? Bu soruyu birini suçlamak için sormuyorum. Bu sorunun cevabını merak eden tek ben de değilim aslında. Yavuz Donat mesela. Geçenlerde merakını yenemeyip ülkemizin, kendisiyle gurur duyduğu 'Bir Bilen' Süleyman Demirel'e sormuş aynı soruyu. Süleyman Bey bu. Nevi şahsına münhasır bir cevap yapıştırmış tabii, çöz çözebilirsen. "Özelleştirmede kekeliyoruz." Keşke kekelesek, Beyefendi. Dilimiz tutuldu, dilimiz!.. Demirel'in verdiği cevap 'kesmedi' diye vazgeçecek değilim bu sualin cevabını aramaktan. Devam... Yabancı sermaye, Türkiye'ye gelmeye çok hevesli aslında amma velakin iklim müsait değil. Haksız rekabeti önleyin, hukuki altyapıyı kurun. Gelelim. Haksız rekabet dedikleri, kayıtdışından başka bir şey değil. Bir ülkenin yüzde 60'ı vergi kaçırıyor ve gelen adamlar bunu yapamıyorsa; neden gelsinler ki? Hakeza hukuki güvenlik. TMSF, Demirbank'ı Cıngıllıoğlu'nun elinden alıp HSBC Bank'a sattı, değil mi? Ee, sonra ne oldu? Danıştay, Demirbank'ın TMSF'ye devrini sağlayan kararını iptal etti ve işler karıştı. Ne olacak şimdi? HSBC Bank, dünyanın on büyük bankasından biri. 'Temiz' diye devletten satın aldığı banka problemli çıktı!.. Cıngıllıoğlu mağdur. Devlet, verdiği sözü tutamamanın ezikliğini yaşıyor!.. Buna hukukun geç işlemesi, deyin; 'Cuk' oturur. Devletle iş yapmak, 'Ateşle oynamaktan beterdir' deyin; o da öyle. Devlet göğsünü gere gere 'Petkim'i sattım' dedi. Ardından, 'Pardon' deyip geri aldı... Tüpraş'ın ne olduğu hâlâ meçhul!.. Aria tahkime gidince bizimkilerin eteği tutuştu. Aycell'i verdi de uzlaşma sağlandı. Ülke adeta 'KİT mezarlığı'na döndü... Şimdi de Uzan'ın 219 şirketi kamulaştırıldı. Tamam, yanlış yapanın yaptığı yanına kâr kalmasın ama onun da bir yolu yordamı vardır be arkadaş!.. Böyle de olmaz ki. Aha Çin geldi, geliyor. Bundan 15 sene önce Türk ürünleri Avrupa pazarına girdiğinde, kimse ürkmemişti. Neden? Zaten tüm Avrupa katma değeri yüksek üretime geçmişti. Ucuz Türk malını görünce, bir boşluğun dolduğunu görüp sevindi adamlar... Biz Çin'e yarı yolda yakalandık. Ne doğru dürüst teknolojimiz var, ne de katma değeri yüksek ürünümüz... Hâlâ emek yoğun ürün satıyoruz. Satmaya devam etmemiz de lazım. İstihdam için şart bu. Böyle bir ortamda acemilik yapmak da ne demek oluyor? Hukuk yavaş işliyorsa; hızlandırın. Piyasa istikrarsızsa; düzeltin. Hadi, yapın şunu. MI ACABA?!. D-8 Zirvesi'nde konuşan Sezer, 'İslamla Batı karşıt değil' demiş... Siz Batı değilsiniz ki Sayın Cumhurbaşkanım! * CHP'nin Deniz Baykal'ı Temel Reis oluyormuş... Temel Reis, Baykal olmamış ya, sen ona bak! * Her yıl 5 trilyon liralık trafik levhası çalınıyormuş... Kurallardan ne kadar nefret ettiğimizin ispatı bu işte!