Her ülkenin kendisine has bir gastronomi kültürü vardır mutlaka ama Türklerin yeri çok müstesna. Hem özene bezene yapan, hem de iyi yemek yiyen bir milletiz. Fakat, ekonomisini bilmiyoruz! Türk gastronomi kültürünün içinde sayısız yemek çeşidi varsa da ben birkaç tanesinden bahsedeceğim sadece bu makalemde. Zaten bu örnekler, yeme-içme ekonomisinde ne kadar geri kaldığımızı veya elimizdeki nimeti iyi değerlendiremediğimizi anlatmaya yeter de artar bile! Zeytinyağı mesela. Adeta ilaç. Ye, şifa bulursun. İç, sindirim sistemini düzene soksun. Vücuduna sür, cildini güzelleştirsin... Fakat, kullanan kim? Suriye bile senede kişi başına 12 kilogram zeytinyağı tüketirken bizde bu rakam sadece ve sadece 1 kilogram! Zeytinyağı ihracatımız da öyle. Hepsini toplasan 300 milyon dolar ya eder, ya etmez. O da, yarı fiyatına!.. Türkiye'de 15. yıl dönümünü kutlayan Metro Cash&Carry Türkiye, Japonya'ya zeytinyağı ihraç etmeye başladı da pazarımız nispeten büyüdü. Zeytin üreten bir ülke olarak; içine düştüğümüz trajikomik durumu görüyor musunuz? Bununla kalsa yine iyi. Bir de yoğurt var. Öp öz Türk. Ceddimizin taa Orta Asya'dan beraberinde getirdiği bir ürün. Türkiye'de kişi başına düşen yoğurt ve ayran tüketimi 45 kilogram. Hepsi o! Fransa bile bizden fersah fersah önde. Sütten mamul envai çeşit ürün yapıp yiyorlar. Hollanda peynirde kullanıyor sütü. İsviçre ve Norveç gibi ülkeler ise çukulata yapıp tüm dünyaya satıyorlar. Avrupa yoğurdu Yunanlı'dan öğrendi. Menşei Türk ama dünyaya pazarlayan Yunanlı! Hem de bizdeki adıyla, 'Yoğurt' diye pazarlıyorlar bu ürünü. Ayran ise Danone Grubu'n sayesinde Avrupa'da pazar buldu ve satılıyor. Türkler yoğurdu kaymaklı yiyor. Avrupa ise tatlı yemeye alışkın. Puding olarak bilinen meyveli yoğurt tüketiliyor orada. Pınar uyandı bu işe de dünyanın 50 ülkesine dört çeşit meyveli yoğurtla girdi. Dünya pazarının yüzde 20'sini ele geçirmeyi hedefliyor. Pazarlamayı bilmiyoruz demek ki. Pazarlamanın önemini anlayabilsek; bu bahsettiğim problemlerin hepsini aşarız ama bilmiyoruz!.. Dönerde yaptık bunu. Döner, Almanya'da 1.7 milyar euro cirosu olan bir sektör. Hamburgerin tahtını salladı. Hamburgerci kapanıyor, yerine dönerci açılıyor. Almanya gibi bir ülkede bunu yapmak gerçekten başarı. Türkiye'nin pazarlamaya önem vermesi gerekiyor. Satamadıktan sonra ürünün ne kıymeti var? Cem Yılmaz'ın "Önce eğitim" sözü ne kadar önemliyse; "Önce pazarlama" sözü de bir o kadar önemli!..