Pes vallahi!...

A -
A +

Kuyumcukent hemen yanı başımızda. Dip dibeyiz. Bu devasa tesis dünyanın ilk üç kompleksinden biri. Havalimanına yakın. Arıtma tesisleri ve binaları mükemmel. Bunların her birisi ayrı bir avantaj tabii. Hasılı, modern bir kompleks. Daha doğrusu düne kadar öyleydi. Nazar mı değdi, nedir? Son birkaç aydır müthiş bir bozulma yaşanıyor bu komplekste! Kuyumcukent'i görmeyenler için şöyle tarif edeyim. Bir dikdörtgen düşünün. Bu adanın güney ve güneydoğu cihetinde biraz yeşil alan vardı. Gerisi bina. Yeşil alan, kompleksin güneyindeki cümle kapısı tarafı ile doğusundaki giriş yönünde uzanıyordu. Hele giriş yolu tarafında uzanan yeşil alanın öyle hoş bir peyzajı var dı ki anlatamam. Tek kelimeyle muhteşemdi. Aaaa! Bir de ne görelim? O güzelim çimler sökülüyor! Ne yalan söyleyeyim, ben ilk gördüğümde; yukarıda yolun kaymasını önlemek için set yaptıklarını düşündüm. Değilmiş! Kazdılar... kazdılar ve şimdi o güzelim yere bina dikiyorlar! Bu ne açgözlülük yahu? O muhteşem kompleksi beton yığını haline dönüştürmeye kimin ne hakkı var? Orada çalışan binlerce insanın hiç mi temiz havaya ihtiyacı olmayacak? Hiç mi yeşile bakıp gözlerini dinlendirmeyecekler? Ya semt sakinleri? Onlar oksijen maskesiyle mi dolaşacaklar Yenibosna'da? Bina. Bina. Bina!... Beton. Beton. Beton!.. O güzelim kompleks bundan daha çirkin yapılamazdı! Yaptılar ama. Vicdansızlar yaptı. Hadi diyelim ki, inşaatı yapanların gözünü hırs bürüdü? İzin veren belediye başkanlarına ne demeli? Bu inşaata izin vermekle, cinayet işlemek arasında bir fark göremiyorum ben şahsen!.. İnşaatı yapanların sığındığı bir mazeret vardır mutlaka. Sorsan, "Üyelerimizin menfaati" diyecekler. "Kooperatifimize gelir sağlıyoruz" diyecekler. Yuh!.. Her şey menfaat sanki? Ofis inşaatıymış! Siz onu benim külahıma anlatın. Koskocaman kompleksin ofis ihtiyacı inşaat bittikten sonra mı ortaya çıkarmış? Kuyumcukent. Adı üstünde, kuyum atölyelerinin ve kuyumcu mağazalarının yer aldığı bir kompleks. Yaptığınız işe, altına saygınız olsun bari be arkadaş. Altın satan kişi ve işletmenin bir ihtişamının, bir gösterişinin olması lazım, değil mi? Vitrini spot ışıklarıyla aydınlatmakla olmaz bu. Gelen yabancı müşteriler de kınayacaktır mutlaka bu hoyratlığı. Böyle sorumsuzluk olmaz çünkü. Tam Batı'ya dönüp, "İşte bizim de bir gururumuz var" demeye hazırlanırken; yönetim, kursağımızda bıraktı bu hevesimizi. O güzelim eseri beton yığını haline getirip bıraktı! Ne diyeyim? Modernliği içimize sindiremiyoruz! Kuyumcukent bu ülkenin küçük bir modeli aslında. Menfaati uğruna ülkeyi çöle çeviren kafaların vatandaşa ne kadar zarar verdiğini görmek isteyen, gelsin Kuyumcukent'i görsün. Yeşili imha et, yerine bina dik! Böyle bir mantık olabilir mi yahu? Oluyor maalesef. Türkiye'de yaşıyorsanız, sık görürsünüz bu manzarayı!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.