Pırtıcı Mehmet Ağa
17 Nisan 2013 01:00
Mahmut Küçükdoğan'ı yaklaşık 30 sene öncesinden tanıyorum. İlk yıllarda Mercan'da bir dükkânları vardı. Baba-oğul tezgâhın üzerinde kumaş kestiklerini hatırlıyorum. Sonradan işleri büyüdü. Mahmut Tekstil, Türkiye'nin en çok kot pantolon üreten firması oldu. Abdülkadir Konukoğlu'nun Sanko markasını marka yapan yine Mahmut Tekstil'di. Çok güzel işler yaptı Mahmut Küçükdoğan ve bendeniz de onun bu başarısıyla hep övündüm.
Geçenlerde Adile Sultan Sarayı'nda tertiplediği bayi toplantısına davet etti beni. Gittim. İyi ki de gitmişim; hem hasret giderdik, hem de işini daha da büyüttüğünü görüp yine gururlandım. Ayrıca, başarı öyküsünü öğrenme fırsatı da buldum. Hemen belirteyim ki, çok enteresan.
"Benim dedeme" diye başladı söze Mahmut Küçükdoğan. "Pırtıcı Mehmet Ağa derlerdi." "Pırtı" malum, giysiye denirdi eskiden. "Pırtıcı" ise giysi kumaşı satan anlamında kullanılırdı. Bir de "pılı" var. O da "yaygı" anlamına kullanılanı. Hani "pılıyı pırtıyı toplayıp gitme" sözü var ya; işte o bu kelimelerden türetilmiş biz söz.
"Pırtıcı Mehmet Ağa" 1949 yılında iki oğlunu karşısına alıp "Pırtıcılık işi bitiyor" demiş. "Siz terziliği öğrenin ve konfeksiyoncu olun." Türkiye'nin ilk konfeksiyon mağazası bu söz üzerine Tokat'ta kuruluyor. 1978 senesine kadar da devam ediyor. Mahmut Küçükdoğan'ın üniversiteyi bitirdiği yıl o yıl ve Küçükdoğan babasına, "Bu işi İstanbul'da yapmak istiyorum. Ne dersin" diye bir teklifle gidiyor. "Peki" diyor babası ve İstanbul'a geliyorlar. Benim gördüğüm dükkân işte bu dükkândı. Daha sonraları Allahü tealanın "Yürü ya kulum" dediği yıllar. Mahmut Tekstil yürüdü de yürüdü. Tesadüf değildi bu. Mahmut Küçükdoğan o noktaya "toplam kalite" ve "müşteri memnuniyeti" mefhumlarına önem vererek geldi. Tam bir profesyonel yönetim tarzı izledi yani.
8-10 sene önce Tgar adını verdiği bir teknoloji mağazası açmıştı. Aynı dönemde Chochili firmasını da kurmuş ama ondan hiç haberim olmadı. Otel, hastane, öğretmenevi gibi yerlere hizmet veren bir firma bu. O işletmelerin battaniye, terlik, havlu gibi ihtiyaçlarını karşılıyor. Sadece bunlarla sınırlı değil tabii. Otellerin sabun ve şampuan ihtiyaçlarına da cevap veriyor. Terlikle ilgili hikâyesi de çok enteresan. Onu da anlatayım.
İş adamının en büyük eylemlerinden biri de seyahat etmek, hiç şüphesiz. Mahmut Küçükdoğan da fazla seyahat eden bir iş adamı. Her yola çıkışında eşine, "Valize terlik koymayı unutma" diye tembih edermiş. İnsanız. "Nisyan ile malulüz." Eşi bir defasında unutuyor terliği! "O seyahatimde çektiğim sıkıntıyı bir ben bilirim" dedi Mahmut Küçükdoğan. İstanbul'a dönüşünde yanında çalışan Ömer ustaya ayak ölçüsünü veriyor ve "Bana bir terlik yap" diyor. Ömer usta da yapıyor. Sonra "100 çift üret" diyor ve onu da üretiyor Ömer usta. Erdoğan bu terlikleri pazarlama elemanlarından birinin eline tutuşturup "git bunları sat" talimatını veriyor. Hemen satıp gelmiş.
"Böylece terlik işi başladı" dedi Erdoğan. "Şimdi günde 100 bin terlik üretiyoruz." Türkiye'de terlik üretimini teknoloji destekli yapan tek firmanın Chochili olduğunu söyledi Küçükdoğan. Hedefleri günde bir milyon üretim...