Piyasada olup biten

A -
A +

22 Mayıs 2006 günü esen fırtınanın ardından global piyasa dalgalandıysa da geçen süre içinde çoğu duruldu. Çapraz ateş arasında kalan Türkiye, her zaman olduğu gibi krizi göğüslemede zorlandı. Yapısı çok kırılgan çünkü. Durum böyle olunca haklı olarak herkesin kafası karıştı! Ne olacak doların hali? Borsa çakıldığı yerden çıkar mı? Bu istifamlar, beraberinde endişe de getiriyor tabii. Gündemde erken seçim var mı? Merkez Bankası kriz yönetimi başarılı olur ve ekonomiyi kontrollü olarak soğutabilir mi acaba? Hemen her insanın kafasını kurcalayan bu soruların cevabını vermek pek zor değil aslında. Yeter ki, doğru analiz yapılsın. Bu konunun sorumluları belli: Merkez Bankası. Maliye ve Hazine. Gelir politikalarından taviz verilmemesi gerekiyor evvel emirde. Maliye bunu yapar mı? Yapar! Gelelim Hazine'ye. Onun rolü de belli. Harcama disiplinine katıksız riayet. Şimdiye kadar uydu, bundan sonra neden uymasın? Merkez Bankası (MB) ise zaten bu konuda haddinden fazla duyarlı. Hem iç piyasayı, hem de dışarıdaki gelişmeleri an be an takip ediyor. MB ne yaptı? İç piyasanın yumuşak karnı, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçim; bir de tabii Kıbrıs meselesi. MB'nin "siyasi gerginliği bitirin" deme şansı yok. Yapabileceği tek şey, bu kaosu yakından takip edip ona göre pozisyon almak. Bir de dış piyasa var tabii. Ticaret fazlası veren de var; cari açıkla yoluna devam eden de. Batı Avrupa ülkelerinin zahir ekseriyeti ticaret fazlası veriyor. Ayrıca, bu ülke insanlarının tasarruf alışkanlığı çok yüksek seviyelerde. 17 milyon nüfuslu Hollanda mesela. Hollandalıların sadece sigorta fonundaki birikimi 500 milyar dolar civarında. Hakeza Almanya, Fransa, İngiltere, İsviçre ve İsveç... bunların hepsi borçlanmaya ihtiyacı olmayan ülkeler. Japonya ve Çin de öyle. Hele, petrol ihraç eden Körfez ülkeleri; para içinde yüzüyorlar. Rusya bile petrol fiyatlarındaki artıştan dolayı ihya oldu. ABD ise borçla yaşayan bir ülke. 2006'nın ilk çeyreğinde 208.7 milyar dolar cari işlemler açığı verdi diye, neredeyse oynayacaktı Amerikan yönetimi!.. Yabancı para bağımlılığı o kadar fazla yani. Borçlanmadan yaşaması mümkün olmayan bir başka ülke de Türkiye. Ancak, Türkiye'nin ABD ile mukayese kabul etmeyen farklılıkları var. ABD dünya lideri. Türkiye ise o galaksinin bir yıldızı. ABD gücün sembolü; Türkiye kırılganlığın. ABD Merkez Bankası (FED) faizleri hep artıyordu ama yüzde 5'e gelip dayanınca piyasaların dengesi bozuldu ve sıcak paranın yönü Amerika'ya çevrildi. Fırtınanın sebebi de bu zaten. ABD yüzde 5 faiz veriyorsa, Türkiye'nin 15 vermesi lazım. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (MB) işte bu noktada faiz silahını çekti ve spekülatörlerin Türkiye'ye geri gelmesini sağladı. Birdenbire yüzde 22.5 olan bileşik faizi gören sıcak para neden ABD'ye gitsin ki? Dövizini sat ve yüzde 17 reel faizle Türk bonosu al!.. Yüksek faiz politikasının bir de düşük kur ayağı var ki, yeme de yanında yat!.. 2001'de 1.6 YTL olan dolar, daha sonra 1.3'e kadar inmedi mi? İndi ve spekülatörler faizden kazandıkları yetmiyormuş gibi 1.6'dan sattıkları doları 1.3'ten geri alıp bir daha kazandılar!.. Yine pişer mi acaba aynı kaymaklı kadayıf? Pişer! MB'nin yaptığı o zaten. Bugün 1.7 YTL'den dolar bozduran yabancı yatırımcı, önümüzdeki senelerde bonodan veya borsadan çıktığında elindeki YTL'yi 1.5 veya 1.6'dan dolar cinsine çevirme şansına sahip!.. Maliye, son kararıyla bu sene başında almaya başladığı yüzde 15'lik stopajı da kaldırdı ve Türkiye tam bir cazibe merkezi oldu. Bundan sonra ne olur sorusunun cevabına gelince: Uzun vadede kimsenin endişesi olmasın bir kere. Dolar, dediğim gibi 1.7 YTL'den aşağı doğru inmeye mahkum; geçtiğimiz 5 senede yaşanan süreç yeniden başladı. Tasarruflar faize gideceği için talep önemli miktarda daralacak gayet tabii. MB'nin enflasyon hedeflemesi ne olur peki? Belki bir iki puan yukarı çıkar ama yine tek haneli rakamlarda kalır; yeter ki siyasi istikrar bozulmasın!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.