Sakıp Sabancı'nın 2004'ün 10 Nisan günü vefat etmesinin ardından aile fertlerinden bazıları Sabancı Holding'den ayrılma kararı almış ve bu karar sancılı bir dönem olarak değerlendirilmişti o günlerde. Sabancı Holding parçalanıyor mu? İster istemez insanların aklına bu soru geldi. Fakat, öyle olmadı; aksine büyüdü. Sabancı Holding'in kaptan köşküne çıkan Güler Sabancı hem Sabancı İmparatorluğu'nu derledi toparladı, hem de gösterdiği yüksek performansla Holding'i devler liginde daha iddialı hale getirdi. 2.5 sene önce "Eyvah! Gitti, gidiyor" denen bir holding nasıl oldu da bugün dost düşman herkese parmak ısırtıyor? Almanya'nın önemli ekonomi yayınlarından Borsen Zeitung bile "Sabancı İmparatorluğu'nda büyümenin sonu yok" diye başlık attı daha 5 gün önce. Bu gibi sancılı dönemlerin yaşanması çok normal haddizatında. Sadece Türkiye'de de değil hemen her ülkenin birçok firmasında yaşanıyor bu tür hadiseler. Nedeni gayet basit aslında. Koskocaman bir işletme. Başarılı da. Fakat, bu başarının kime ait olduğunu bilen yok! Kurum, salt yöneticileriyle değil; şirket kültürüyle de profesyonelleşmiş bir kurum. İşler tıkır tıkır yürüyor. Sabancı ailesine mensup gençlerin hemen hepsi çok iyi eğitim aldıkları yetmiyormuş gibi kariyerlerinin zirvesine çıkmış vizyon sahibi kişilerdi. > Başarıyı görmek lazım Çalışıyorlar, didiniyorlar ama başarıları kaybolup gidiyor o koca organizasyonun içinde. Ne başkaları görüyor onların bu başarısını, ne de kendileri. Tatminsizlik başlıyor bir müddet sonra!.. Eskiden Sakıp Ağa vardı, onları bulur ve sırtlarını sıvazlardı. Başarılarını gördüğünü hissettirirdi onlara. O vefat edince, gençler kendilerini boşlukta hissettiler birdenbire. Ve ardından o kaçınılmaz an geldi; ayrılmalar başladı!.. Sabancı ailesinin "parçalanıyormuş" gibi bir görüntü vermesinin ardındaki esas gerçek bu. Para, pul değil yani. İnsanoğlunun çok karmaşık bir yapısı var. Bunu çözmek her babayiğidin harcı değil. Sakıp Sabancı babayiğit adamdı; yapıyordu bi işi. Ondan sonra dümene geçen Güler Sabancı da karizmatik bir yönetici mutlaka ama bu hususta Sakıp Ağa'nın yerini doldurması o gün için mümkün değildi. İşin tabiatı böyle. Sakıp Ağa'nın geride bir boşluk bırakması kaçınılmazdı ve bu yaşandı Sabancı Holding'de. Birkaç sene sonra Güler Sabancı'nın liderleri elbette ki hüsnükabul görecek ama dediğim gibi o gün için mümkün değildi. Değil holding patronlarının çocukları, profesyonel yöneticiler için dahi geçerli bu. Kendini ispat etmek ve bu yönde tatmin olmak!.. Birçok profesyonel tanıyorum. Kimi içine kapandı, kimi de rüştünü ispat etmek için başka bir iş kurup orada da başarılı olduğunu gösterdi. Bunun ne ayıplanacak bir yanı var, ne de suçlanacak bir muhatabı. Dedim ya, insan tabiatı!.. Sabancı ailesinden kopmalar Türkiye ekonomisi için kötü değil, tam aksine iyi oldu. Aha, Ali Sabancı. Şevket Sabancı'nın oğlu olan Ali Sabancı, daha önce kardeşi Emine Kamışlı tarafından kurulan Pegasus hava taşımacılık firmasına geçti. İki kardeş kısa sürede Pegasus'u iddialı bir konuma getirdiler. Bugün 15 uçaklı bir filoya sahip olan Pegasus Türkiye'den 100'ün üzerinde ülkeye charter uçuşları yapıyor. İç hatlarda ise her gün biraz daha büyüyor. Hem de ne büyüme. Pegasus Türkiye'deki hava yolu yolcu taşımacılığına hem yepyeni hizmet anlayışı soktu, hem de rekabeti getirdi. Hava yolu şirketleri rötar üstüne rötar yaparken Pegasus'un zamanında kalkış oranı yüzde 94. Ali Sabancı'nın rötar konusundaki hassasiyeti o kadar ileri gitmiş ki, 3 saatlik gecikmelerde müşterinin parasını ödüyor ve verdiği bedava biletle uçuruyor onu. Şayet 5 saati bulmuşsa bu gecikme o zaman da hem bedava uçuruyor hem de tek yön bir bilet daha veriyor müşterisine. Demir, Ömer ve Yalçın Sabancı da havacılık işine girdi. Adını ortakların isimlerinin baş harfinden alan DÖYSA yolcu ve yük taşımacılığı maksatlı uçak ve helikopter ticareti yapmayı planlıyor. Her türlü ulaşım servis ve hava taksi işletmeciliği de yapacak ayrıca. Güler Sabancı Forbes'in "en güçlü kadınlar" listesine girdi geçenlerde. O, Sabancı İmparatorluğu'nu görkemli bir şekilde yönetirken, diğer Sabancılar da yeni imparatorluk kurma peşindeler. Aliyyülâlâ!