Erzincanlı iki kardeş Mustafa ve Ömer Cebeci. Her ikisi de çekirdekten yetişme plastikçi bu genç adamların. Azim... gayret... gece gündüz demeden çalışma... vizyon... hepsi onlarda. Hakeza sebat; işleriyle yatıp işleriyle kalkıyorlar. Hele standart? Bu iki kardeşin genlerine işlemiş. Tepeden tırnağa kalite akıyor her ikisi de. Yemeyip içmeyip kazandıklarını yatırıma aktarmışlar. Çatalca'daki fabrikalarında üretim yapıp dünya devleriyle rekabet ediyorlar. Başta İngiltere olmak üzere birçok Avrupa ülkesine yaptıkları ihracat her gün biraz daha artarak devam ediyor. Rusya ve Orta Asya'dan bayilik isteyenlerin haddi hesabı yok. Bunların hepsi hoş, hepsi güzel tabii. Ah, bir de... İşte bu 'Ah, bir de', her şeyi değiştiriyor. Ömer Cebeci, Rusya'daki distribütörü Viktor'dan söz ederken, "Gelip gidip 'Gel Rusya'da yatırım yapalım' dedi ama ben hiç oralı olmadım. Fakat, geçenlerde Viktor'la el sıkıştık ve yatırım yapacağım oraya!" dedi sesi titreyerek. Cebeci kardeşler hazır banyo ve mutfak üretiyorlar Çatalca'da. Bu mobilyalar laminat kaplı pvc ürünü oldukları için nem ve rutubetten etkilenmiyor. Ayrıca, haşere de barındırmıyor. Üstüne üstlük uzun ömürlü. Tasarımı, rahatlığı, montaj kolaylığı ve çok fonksiyonlu olmasından dolayı piyasada aranan bir ürün olup çıkmış. Fabrika, üretim yerinden ziyade tasarım merkezine benziyor. Her gün yeni bir ürün çeşidi çıkıyor bu merkezden. Gerçek bir başarı öyküsü. De... keşke, Ömer Cebeci'nin 'ah, bir de' diye başladığı cümlenin arkası olmasaydı. Daha doğrusu, cümlenin sonu iyi bitseydi. "Biz" dedi Ömer Cebebi. "Kalitesiyle övünen Avrupa'nın tüm standardını yakalamanın hazzını yaşayan bir firmayız. Avrupa'ya ihracat yaptığımız için gurur duyuyoruz. Ah, bir de para kazanabilseydik!" Cebeci kardeşlerin para kazanamamasının nedeni kendileri değil. Onlar, üzerlerine düşen her şeyi fazlasıyla yapmışlar ancak, düşük kur, yüksek girdi maliyeti ve Çin'den gelen haksız rekabet rüzgarı onları bir yaprak gibi titretiyor. Uygulanan politikalar sonucunda sanayicinin sanayiciliğinden dolayı bin pişman olduğuna işaret eden Ömer Cebeci, "Eskiden sanayici idik ama şimdi olsa olsa 'enayici' oluruz" dedi, içinde bulundukları şartların zorluğunu anlatırken. İşin en enteresan tarafını henüz daha söylemedim. Cebeci kardeşler, bu kadar hayhuyun arasında piyasada "Amerikan siding" tekniği olarak tanınan dış cephe kaplaması işine giriyorlar. Hem de ne giriş. Eli kulağında. Yaklaşık bir senedir milyonlarca dolar harcayıp yaptıkları Ar-Ge çalışması bitmiş. Test üretim de tamam. Bu ay sonuna doğru yepyeni bir dış cephe kaplamasıyla tanıştıracaklar Türkiye'yi. Ve tabii sonra, ver elini dünya pazarı. Bayileri bile hazır. Ömer Cebeci'nin "Form Pvc Giydirme Cephe" adını verdiği bu ürün; ısı ve nem izolasyonu bakımından yüksek performansa sahip olduğu gibi yüzeyi akrilik boya ile kaplı olduğu için güneşten de etkilenmiyor. 50 sene sonra bile ilk günkü parlaklığını koruyor yani. Hem şikayet ediyorsun, hem de ciddi yatırımlar yapıyorsun! Bu nasıl oluyor? diye sordum Ömer Cebeci'ye. Ne dedi biliyor musunuz? "Sanayiciyim ve işimi seviyorum. Bu bir... Bir gün gelip bu gidişata birilerinin 'dur' diyeceğine inancım devam ediyor. Bu iki. Para kazanmıyorum diye işimi bırakmak gibi bir lüksüm yok. Bu üç. Dördüncüsü ise birlikte çalıştığım yüzden fazla kişinin işsiz kalmasına gönlüm razı gelmiyor. Ki, en önemlisi bu."