Bugün Şehircilik Günü. Bu günü kim hangi yüzle kutlayacak, merak ediyorum doğrusu! Aha İstanbul. Dökülüyor!.. Hem de belediyesiyle, mimarlarıyla ve üniversitesiyle dökülüyor. Varsa yoksa Dubai Prensi'nin İstanbul'a yapacağı kule. Kuleler burgulu olacakmış; lak lak lak!.. Kulelerin yeri Prens'e peşkeş çekiliyormuş; lak lak lak!.. İstanbul Levent'te inşası düşünülen Dubai Towers'in İspanyol mimar Calatvara'dan taklit edilip edilmediği konusu gündeme bomba gibi düştü. Yok Kadir Topbaş "Kuleler taklit olsa ne yazar" demiş-miş de, yok "Bunlar maket. Üzerinde çalışıp gerekli rötuşları yapacağız" ifadesini kullanmış-mış da. Gökdelen bir gerçek. Fakat bu gerçeğin de kendine göre başka gerçekleri var. Durup dururken gökdelen yapılmıyor ki. Ekonomikliği ve çevreye sağladığı imkandan dolayı zaruret oldu gökdelenler. Bir binayı göğe doğru çıkarmak demek o binanın yatay inşası halindeki arsadan tasarruf etmek demek; bu arsayı halkın hizmetine yeşil alan olarak sunmak demek! Hani? Maslak, Levent ve Gayrettepe... gökdelenle doldu. Var mı bu binaların etrafında yeşil alan? Yok!.. O halde? Yatay olsa ne yazar, dikey olsa ne yazar? Kadir Topbaş'ın söylediğinin özeti şu: Teknik hazırlıklar yapılıyor. Proje henüz bitmedi. Hele bir başlayalım, kısa sürede tamamlarız... Gak guk!.. Koskocaman İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı panik halinde. Paranın kokusunu almış ama ne yapacağını bilemiyor. Çaresizlik içinde kıvranıyor. Mimarların tepkisi de Kadir Topbaş'tan farklı değil ha. Ne kule olsun ne de Dubai sermayesi İstanbul'a gelsin!.. Konuştukça batıyorlar. Hani var mı? Bana bir tane sizin eseriniz olan bir şey gösterin? Yok. Yok. Yok!.. Kolaycılığa kaçmanın daniskası her iki tarafın da yaptığı! Üniversiteler zaten yok. Onlar hâlâ Van'da! Daha önce Haydarpaşa gökdelenleri vardı çok bilmişlerin dilinde, şimdi Levent'teki. Tek farkı, birinin burgulu, diğerinin düz olması. Laf aynı. Cak cak! Cuk cuk!.. Sarayburnu'nda durup İstanbul'a bir bakın hele. Nasıl bir silüet görüyorsunuz? Adeta Batman'daki kayalara oyulan mağara evler gibi değil mi? Tek fark, Batman veya Hasankeyf'teki mağaraların taştan oyulması, İstanbul'dakilerin ise betondan inşa edilmiş olması! Ne ağaç var, ne park, ne de doğru dürüst yol. Şehrin soluk almasına imkan yok! Sorumsuz belediyecilerin ve iş bilmez mimarların sayesinde İstanbul maalesef binlerce sene öncesine döndü. Yazık! Hadi İstanbul istisna diyelim. Gerideki 80 ilin hangisi düzgün? Unvanı önüne 'mimar' ibaresini koymayı asla ihmal etmeyen İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın eli ayağına dolandı. Hem de mimarlık konusunda yaşanıyor bu hezeyan. Ne acı!.. Mimarlar da çuvalladı. Tıpkı siyasetçi gibi laf kalabalığını marifet sayan mimarlar, çaresizlik içinde önlerine bakıyorlar. Takke düştü, kel göründü!.. Halbuki bu ülkeye gökdelen de lazım, villa da, tek katlı ev de. Yeter ki hepsi yerli yerinde olsun. Keşke, belediye, üniversite ve sivil toplum kuruluşları el ele verip şu ülkeyi yaşanır hale getirselerdi ama nerde? Şehircilik Gününüz kutlu olsun!..