Söze, Siirt halkını tebrikle başlamamın sebebini sormayın bana. O kadar sıkıntı ve fakirliğe rağmen gülebiliyorlar ya, bravo onlara. Siirt'in insan dokusu çok güçlü. Sakin, samimi ve cömert insan hepsi de. İçinde bulundukları zor şartlara rağmen dik duruyor, yoksulluğa göğüs geriyorlar. Çok şey istemiyor aslında Siirtli. İstediği, hepsi hepsi bir üniversite. Çocuğunu okutup kurtarsın onu karanlıktan. Bir de sınır ticaretinin kolaylaştırılmasını istiyorlar tabii. Siirt'te kişi başına düşen milli gelir 800 dolar. Yatırım yok, sanayi yok. Sınır ticareti çok önemli onlar için. Siirt teşvik alan iller arasında ama Siirtli ümidini kesmiş teşvikten. Artık hemen her il'e verilmeye başlanan teşvikin Siirt için hiçbir cazibesi kalmamış. Kentin tek yatırımı çimento fabrikası. O da seneler önce kurulmuş bir tesis. "Düzce de Siirt gibi teşvik alıyorsa, kim gelir Siirt'e?" Siirtli böyle diyor!.. Siirt Valisi Hüseyin Avni Mutlu Siirtlileri çok seviyor. Siirtliler de onu. Keza Siirt Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Güven Kuzu ve Belediye Başkanı Mervan Gül... onlar da çok gayretli insanlar. Sevgi ve gayret elbette ki çok önemli ama her şeyi halletmiyor ki!.. Eğer halletseydi "Büryan" yeterdi Siirt'te. Siirt Büryanı'nı yemedinizse büyük kayıp. Mımmm!.. Nefis bir et yemeği. Büryan, derinliği üç metreyi bulan ağzı kapalı kuyuda pişiriliyor. Kuyuya sarkıtılan kazanın içinde ve kendi yağıyla pişen kuzu etinin yemesine doyum olmuyor. Et, ne kazana temas ediyor ne de ateşe, el değmeden pişiyor. Çıtır çıtır. Siirtli büryanı sabah kahvaltısında yiyor. Saat sabahın 5'inde servis hazır!.. Bir de 'perde pilavı' var Siirt'in ki, ne siz sorun ne ben anlatayım. Siirtli bu pilavı bilhassa misafire ikram ediyor. Misafire hürmet ve saygının ifade tarzı. Ev sahibi sofraya perde pilavı koymamışsa bil ki arada bir soğukluk var! Perde pilavı fes şeklindeki bakır kaplarda pişiriliyor. Kabın iç tarafı yağlı ve yumurtalı bir hamurla sıvandığı için pilavı çevreleyen bir yufka oluyor bu hamur piştikten sonra. Pirinç, badem ve keklik eti pilavın ana malzemesi. Keklik yoksa piliç. Perde pilavının lezzeti yanında bir de kültürü var. Pirinç bereketi temsil ediyor. Badem erkek çocuğunu. Pilavın dışındaki zar sırrı, keklik eti ise barışı ve mutluluğu. Dolayısıyla eti perde pilavında kullanılan kekliğin hile ile vurulmamış olması lazım. Böyle bir pilav insana ikram edilir de yenmez mi? Yedik tabii. Siirt evliyalar diyarı. Şeyh Naccar, Şeyh Musa... Hazret-i İsmail Fakirullah... Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri ve niceleri.. Veysel Karani Hazretlerinin kabri, yine Siirt'in Baykan ilçesinde. Saymakla bitmez. Dolayısıyla biz yine Siirt'in yeme içme kültürüne devam edelim. Bol sulu Zivzik Narı mesela: Hem çok lezzetli, hem de uzun zaman dayanabiliyor bu narlar. Hele bir Pervari Balı var ki, her derde deva. 600 ile bin 900 rakımları arasında yetişen her bir çiçeğin özünden yapıyor arı bu balı. Tadı hoş olduğu gibi kokusu da çok güzel. Bu arada 'yeşil altın' diye de tabir edilen Siirt Fıstığı ile şehrin kilim ve sabununu da unutmamak lazım. Siirt fıstığı, kilo problemi olanların aradığı bir fıstıkmış. Düşük kalorili olduğu için kilo vermeyi sağlıyormuş ayrıca...