Geçen yazımda 'bölgesel kalkınma ajansları'ndan bahsetmiştim bir nebze. Önemine binaen bir kez daha yazıyorum. 'Bölgesel Kalkınma Ajansları'nın bilhassa KOBİ'ler için büyük bir reform niteliği taşıdığını anlatmaya çalıştığım önceki yazımda, bu organizasyonun en önemli özelliğinin de kamuyu küçültüp sivil inisiyatife öncelik verirken bilgi ve projeyi de aynı şekilde öne çıkardığını ifade etmiştim. Şunu hemen söyleyeyim ki, lafta kalmıyor bu eylem. AB böyle istiyor bir kere. Ayrıca, Türkiye'de henüz yeterli değilse de ciddi bir sivil toplum kuruluşu (STK) şuuru gelişiyor. Buna bir de hükümetin aynı paralelde düşündüğünü ilave edince işin ciddiyeti kendiliğinden ortaya çıkıyor. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (Türkkonfed) Yönetim Kurulu Başkanı Enis Özsaruhan, aylardır çalıştıklarını, hatta biri sektörel, 5'i bölgesel 6 federasyon kurduklarını ve "Bölgesel Kalkınma Ajansları Kanunu" çıktığı an uygulamaya başlayabileceklerini söyledi. Bölgesel kalkınma ajansları, mahalli sermaye ve fikirleri bir araya getirmesi yönünden çok önemli. Bölgelerdeki insan ve sermaye birikimini ekonomik değere dönüştürmek sivil inisiyatiflerin işi. Bu doğru. Fakat, bölgelerdeki sivil toplum kuruluşlarının her ne kadar hazırlıklarını yapmış olsalar bile, tam organize olmaları ve bu organizasyonu sürdürebilmeleri için aradan 3-5 sene geçmesi gerektiği düşünülüyor olmalı ki, yönetim kamuya bırakılmış. Bölgelerdeki vali, belediye başkanı ile ticaret ve sanayi odası başkanından meydana gelen yönetim kurulu yönetecek bu ajansları. En büyük rolü müşterek proje üretmek olan bu ajansların finansmanı ise il özel idaresi, belediye ve oda fonlarından temin edilecek ilk etapta. Tabii bir de devlet ve AB fonları var ama en önemlisi AB fonları. Bölgesel kalkınma ajanslarının hazırladığı akıllı projelere finans desteği sağlanıyor bu fonlardan. Akıllılığı, geri dönüşümü olan ve global endüstri ve hizmete yönelik fikirlere ait olmasından kaynaklanıyor. Tasarıdan anlaşıldığına göre ajanslarda görev yapacak olan personelin statüsü doğru tespit edilmiş gibi görünüyor. Personel giderleri toplam bütçenin yüzde 15'ini geçemiyor. İkinci bir husus ise istihdam edilecek personelin yüzde 80'inin teknik eleman olma mecburiyeti. Eş-dost çiftliği olmayacak yani. Bir de kredi veriş şekli var ki, çok isabetli. Performansa göre veriliyor destek ve finansman. Ayrıca, önemli projelere limitsiz AB fonu bulmak mümkün. Bölgesel kalkınma ajanslarının avantajları saymakla bitmiyor. Global aktörlerin artışında önemli rol oynayan bu ajanslar sayesinde işyeri kurmak için yapılan açılış formaliteleri ve hatta finansman problem olmaktan çıkıyor. Bölgedeki ajans bir çırpıda hepsini hallediyor. Yeter ki başarılı proje üretilsin. Bir daha tekrarlamak gerekirse; bölgesel kalkınma ajanslarının sağladığı kolaylıkları şöyle sıralamak mümkün: KOBİ olarak tanımlanan işyerleri hem finansman, hem yabancı sermaye yönünden avantajlı hale geliyor. Ayrıca, bölgesel kapasitenin ortak projelerle harekete geçirilmesi kolaylaşıyor. Ve bir de sınai mülkiyet hakkı daha fazla korunmuş oluyor. > Başsağlığı Çelebi insandı. Gülmek ona çok yakışırdı. Tam bir İstanbul efendisi olan Cevdet Söztutan vefat etti. Cevdet abiye rahmet, yakınlarına başsağlığı dilerim.