Dünya ekonomisi yeni bir yörüngeye giriyor. ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Bernanke'nin "Politikalarını değiştirdiklerini ve tahvil alımlarını azaltacaklarını" açıklamasıyla başladı bu süreç.
FED'in politikası neydi? Önce ona bakalım: ABD Merkez Bankası?her ay çeşitli ülkelerden 85 milyar dolar tutarında tahvil satın alıyordu. İşin esas enteresan tarafı ne?biliyor?musunuz??FED?satın aldığı bu tahvillerin bedelini karşılıksız?bastığı?dolar?ile?ödüyordu.
Ne de olsa dolar "dünya parası" idi ve bu gücü ABD'ye istediği gibi at koşturma fırsatı veriyordu. FED'in bu uygulaması "çayın taşıyla, çayın kuşunu vurmak"tan öte bir şey değildi aslında ama şikayet eden de yoktu. Neden etsinler ki? Her ülkenin işine geliyordu bu durum. Piyasada para bolluğu vardı her şeyden önce. Bolluk nedeniyle faizler de düşünce; çifte kavrulmuş kadayıf oldu. Bir tek altın fiyatları yükselmişti ki, o kadar kusur kadı kızında da olurdu!
2008 Mortgage Krizi'nden bu yana devam eden bir politikaydı bu. Şimdi ne oldu da FED pozisyon?değiştirip?tahvil?alımını azaltma kararı aldı? Daha doğrusu piyasadan dolar çekmeye başladı?
"Zurnanın zırt dediği yer" burası?işte.?ABD?neden?vites değiştirdi? Ekonomisi toparlandı da ondan. Krizden çıkan ABD dünyaya, "Ben krizden çıktım. Siz de kendinize çekidüzen verin" mesajı veriyor aslında. Tuzu kuru olan Bernanke, "Mali istikrarı sağlamam için para politikalarını verimli hale getirmem lazım"?dedi?ve?piyasadan dolar çekmeye başladı.
Bernanke böyle der demez dolar değer kazandı tabii. Faizler yükselme eğilimine girdi. Altın fiyatları ise düşüyor. 4-5 sene öncesinin tam tersi yani.
Peki, dünya ne yapacak bu durum karşısında? Çin mesela. FED'in bu "tahvil alım programlarını azaltma" hamlesinden en çok etkilenen ülke oldu. Para bol diye Çin'deki her eyalet borçlanmış ve yatırım hamlesi başlatmıştı. Ülkeyi baştan sona binalarla donatmışlardı. ABD'nin bu kararından sonra faizler yükselmeye başladı. Çin'in yüksek borç stoku var! Haliyle ciddi risk altına girdi. Büyüme hedeflerini revize etme durumunda kalacak muhtemelen.
Avrupa'da da durum üç aşağı beş yukarı aynı. Faizlerin yükselmesi Yunanistan, İspanya ve İtalya gibi ülkeler başta olmak üzere tüm Avrupa'yı etkisi altına aldı. Çok daha fazla kemer sıkmaları ve sosyal güvenlik haklarını asgariye indirmeleri gerekiyor.
Gelelim Türkiye'ye. Türk ihracatçısı için para kazanılacak bir dönem başladı ama ihracatın düşme riski var. Türkiye ayrıca enerji başta olmak üzere birçok girdi maddesini ithal eden bir ülke. Elektrik, doğalgaz ve akaryakıt fiyatları ister istemez artacağa benziyor.
Ancak panik yapmaya gerek yok. FED'in bu uygulaması akşamdan sabaha olacak bir şey değil bir kere. Tedrici bir operasyon. Merkez Bankası'nın döviz rezervi oldukça güçlü. 135 milyar dolar tutarında bir rezervi var. Gerektiği zaman gereken müdahaleyi yapacak güçte yani. Dolayısıyla Türkiye'de krizle sonuçlanacak bir hareket beklenmiyor.
Son söz: "Faiz lobisi" vardı. Bir de "döviz lobisi" çıktı. Türkiye her ikisiyle de baş edecek güce sahip. Yeter ki doğru yönetilsin.