Siyaset yapmanın kolaylığı

A -
A +

Türkiye'de siyaset de kolay, siyaset yapmak da. Hele iktidar olmak daha da kolay. Nasıl olsa, zam yapsan da, yanlış yapsan da senden olanların gıkı çıkmaz. Çıkmıyor. Eee, geriye bir tek senden olmayanlar kalıyor ki, onların üzerine de senden olanları saldın mı yan gel yat. İşi bilip işe gitmeme durumu yani. "Bizden olanlar, olmayanlar" kavgasından şikayetçi olan bir siyasetçi görüp duydunuz mu siz hiç? Yok! Yok, çünkü; adamların geçim kapısı o! Nasıl şikayetçi olsunlar ki? Sözlerimi abartılı bulanlara soruyorum. Bu memlekette programının önemine binaen iktidara getirilmiş bir parti gördünüz mü siz hiç? Mümkün değil. Bu güzelim ülkede hep tepki oylarının işbaşına getirdiği iktidarlar vardır. Ecevit'e karşı biriken tepki oyları Demirel'i; Demirel tepkisi Ecevit'i iktidar yapmıştır hep. Mesut Yılmaz'a duyulan tepki Tansu Çiller'i oturtmuştur başbakanlık koltuğuna. Ona duyulan tepki de Yılmaz'ı. En son da Bülent Ecevit'in başbakanlığındaki koalisyon hükümetine duyulan tepkinin Recep Tayyip Erdoğan'ı başbakan yaptığını görmedik mi biz? AK Parti Hükümeti'nin icraatına bakan kim? Varsa yoksa bu iktidara karşı husumet uyandırmak ve onların vatandaş nezdindeki kredibilitesini sıfıra indirmek!.. Ve ardından da seçime gidip bir başkasını iktidar yapmak. Mantık belli: AK Parti olmasın da kim olursa olsun!.. Neden AK Parti? Onlar rejimin direğine dinamit koyuyorlar da ondan!.. Buna kargalar güler ama burası Türkiye!.. "Solda birlik arayışı" yetmemiş olacak ki, adını "Cumhuriyet için el ele" koydukları bir hareket daha başlattılar. Bu hareketin altında yatan gerçek nedir acaba? Şu dağınık haliyle solun AK Parti İktidarı'nı al aşağı etmesi mümkün değil. Sağ partiler de bu çemberin içine çekilsin ki, etkili olsun. AK Parti'ye karşı Cumhuriyetçi İttifak!.. Bizans entrikası Dedim ya; benim güzel memleketimde siyaset daima korku ve endişe üzerinden yapıldı, yapılıyor. "Aman ha aman! Bir an önce gaflet uykusundan uyanın ve defedin bu tehlikeyi! Yoksa rejim mejim kalmayacak ülkede!.." Etmeyin eylemeyin beyler! Şimdiye kadar yapılan bu kalitesiz siyaset ülkeye plan ve programsızlıktan başka ne kazandırdı? "Öfkeyle kalkan zararla oturur" diye boşuna dememiş atalarımız. Öfkeyle iktidar deviren bir ülke, ya başka bir öfke dalgasının altında kalır, ya da askeri darbeyle uyanıverir bir sabah!.. Siyasetin bu seviyesizliği kendi ekseni içinde kalsa yine iyi. Ekonomiyi, sosyal hayatı, komşuluğu, iş arkadaşlığını da etkiliyor. Bu sığlıktan çıkma vakti gelmedi mi hâlâ? Yetti gayri! Gelsin artık. Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşayan Türk halkı, bu memleketin nimetlerinden istifade edecekken; korku içinde yaşıyor. Komşusuna güvenmiyor! Arkadaşına itimat etmiyor! İş ortağına şüpheyle bakıyor! Partnerinin kendisini kazıklamasından korkuyor! Zengini sevmiyor! Para kazanana iyi gözle bakmıyor! Yabancılardan kaçıyor!.. Toplumun vesvese ve evham gibi iki kötü huyun elinde esir olmasının sebebi siyasetçidir. Bunca olumsuzluğun müsebbibi olanların hâlâ Bizans entrikası içinde olması doğru mu? Başka bir şey daha sorayım size. Şu koca millet geçmişe dönüp baktığında iyilikle andığı bir siyasetçi görebiliyor mu acaba? Neden? Herkes birbirini kötüledi de ondan!.. İnsanların kötülüğünden ziyade, sistemin kokuşmuşluğu neden oluyor bu pespayeliğe. Türkiye'ye ve Türk halkına hiç mi hiç yakışmıyor bu kokuşmuşluk! Türkiye'de cumhuriyetin, laikliğin, dindarlığın ve aidiyetin tadını çıkarmak mümkün. Yeter ki bu değerler siyasete malzeme yapılmasın! Gelin aklımızı başımıza toplayalım. Topluma korku salmak yerine güven aşılayalım. Program sunalım onlara!.. Hadi, AK Parti İktidarı devrildi diyelim. Hile ve çirkeflikle kurulan yeni hükümetin kime ne faydası olur ki?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.