Falanca bunu söyledi; filanca şunu yaptı; feşmekanca onu dedi... Der abi. Adamın ağzı kese değil ki, büzesin!.. Elleşme. Bırak desin. Hadi diğerleri bırakmıyor, Erdoğan'a ne demeli? Cevap verecek ki, rahatlasın! Gazetede çıkan bir yazıyı kaptığı gibi soluğu, Parti Grubu'nda alıyor. Kürsüye çıkıp, cav cav cevap veriyor. Neden dolmuşa geliyor ki?!. Yok öyle değil de böyleymiş... Hepsi demagoji. Öyle olsa ne yazar, böyle olsa ne yazar? Bu kayıkçı kavgasının kime ne faydası olmuş? Tabii, kır atın yanında duran ya huyundan, ya suyundan... İlla ki bir şey kapacak! Erdoğan da nihayetinde Necmettin Erbakan'ın rahle-i tedrisinden geçti. Bir sözü alıp sakız gibi sündürmek hususunda onunla kim aşık atabilirdi ki? Erdoğan'a hepten de haksızlık yapmak istemiyorum. Çünkü, o dönemin siyaset ustaları belli. Erbakan, Demirel ve Ecevit... Demirel de tam bir demagoji ustasıydı. Hakeza Ecevit; onun tek farkı, irticalen konuşmayı sevmemesiydi. Onun her şeyi yazılı olurdu. Yazdığını okumakla karşısındakine saygı gösterdiğini sanırdı çünkü. Fakat o köprülerin altından çok sular geçti. Erdoğan'ın bunu bilmesi lazım. Eğer kendine bir örnek alacaksa, bu Özal olmalı. Rahmetli, kim ne derse desin, tınmaz; bildiğini okurdu. Önümüzde sayısız numune var ve ekseriyeti hatalarla dolu bu örneklerin. Erdoğan'ın şimdi az laf çok iş yapması lazım. Başbakanlık Makamı ağırlığı olan bir makam. O mevki, öyle vırt zırt konuşmayı kaldırmaz. Hele, içten çok dış politikanın öne çıktığı şu dönemde çok daha dikkatli olması gerekiyor. Bunların kökü bereketsiz! Bir sözün doğruluğu, yanlışlığı ayrı; söyleme tarzı çok daha ayrı bir konu ama bir başbakanın söyleyeceği söz olmadığı kesin. Hiç şık durmadı. CHP Lideri Deniz Baykal, bu söze mal bulmuş magribi gibi sarıldı. Konuştu, konuştu. Sonunda da, 'Başınıza CHP gibi taş düşsün' deyiverdi. Al birini çal öbürüne. Kamuoyu araştırmalarında AK Parti'nin oyu yüzde 52, CHP'nin ise yüzde 11. AK Parti'nin başına yüzde 11'lik bir CHP düşse; birazcık sarsılır, azıcık sersemler ama atlatır o şoku. Aha, mahalli seçimler geliyor. Ya bu seçimde CHP'nin başına yüzde 52'lik koca bir kütle düşerse; ne olacak? Temel Reis de artık kurtaramaz CHP'yi. ABD şirketi Hearst, CHP'nin Temel Reis'i seçim kampanyasında kullanmak istemesine izin vermedi çünkü. Demokratik solun temsilcisi olan liderlerin didişmesi zaten yetiyor onlara. Bir de Erdoğan'ın konuşmasına ne gerek var ki? İyice hırçınlaşan Baykal, geçen hafta, 'Sol ittifakın listesi İmralı'dan geldi' diye bir iddia attı ortaya. Karayalçın da, ona, 'İspat edemezsen siyasetten çekil' diyerek; meydan okudu. Birbirine girmiş sol ile polemiğe girmek, çok anlamsız ve bir o kadar da fuzuli. MI ACABA?!. İnsan vücudunda birbirinden bağımsız çalışan yaklaşık 3 trilyon hücre varmış... Hem bağımsız, hem uyumlu olmak onlara mahsus anlaşılan! *** Avupalı keyfini düşünürken; Türk karın tokluğuna yaşıyormuş... Hepimiz biliyoruz bunu da çare ne? *** Otobüslerde 'sigara odası' dönemi başlıyormuş... Bu uygulama, 'sigara içmeyenler odası'na dönmesin sakın! *** Memur maaşı, son on yılda yüzde 46.7 erimiş... Bu da enflasyonun dar gelirliye hediyesi işte!