Spor hayatımızın bir parçası olmalı, bu doğru ve mutlaka öyle olması lazım ama eksik! Eksik çünkü, kaidesine göre yapılmadığı takdirde spor, fayda yerine zarar da verebiliyor! Kaidesine uygun spor yapmak lazım ki, faydası olsun. Sizlerle zaman zaman sağlık konularını paylaşıyor ve tıptaki gelişmeleri aktarmaya çalışıyorum. Bazen 5-6 makale yazıyor ve sonuncusunu mutlaka, 'Dengeli beslenin. Düzenli uyuyun ve spor yapın' diye noktalıyorum. Sağlığımız için elzem hepsi de. Fakat, kuralsız olmuyor hiçbirisi. Spor başta kalp-damar sistemi olmak üzere vücutta sayısız olumlu etki yapıyor bir kere ve kişinin moralini düzeltip stresle başa çıkmasını kolaylaştırıyor. Hekimler de zaten sporun bu psikolojik desteğini dikkate alıp egzersiz reçeteleri yazmaya başladılar. Hareketsizliğin insan sağlığı ve hayat kalitesini düşürdüğü ilmi olarak kanıtlandı çünkü. Belediyelerin çeşitli spor salonları açması ve parklara dahi jimnastik aletleri koyması, onların da bu seferberliğe katıldığını gösteriyor. Ki, memnuniyet verici bir husus bu. Da... tesis yapıp bırakmakla olmuyor bu iş! Spor hekimi de bulundurmak lazım o mekânlarda. Aksi takdirde spor fayda yerine zarar getiriyor. Profesyonel yardım almadan yapılan sportif aktivitelerin başta kas-tendon yaralanmaları olmak üzere birçok spor yaralanmasını beraberinde getirdiğini unutmamak lazım! Ayrıca hiper tansiyon, diyabet, diğer endokrin (Tüylenme, şeker hastalığı, şişmanlama) hastalıkları, romatoid artrit (eklem hastalıkları), osteoporoz (kemik erimesi) ya da astım gibi kronik hastalıkları bulunanların, şartına uygun egzersiz yapmaması, geri dönüşü olmayan problemlere neden olabiliyor. Bunu da hatırdan çıkarmamak lazım! Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mahmut Nedim Doral, "Belediyelerin kurduğu tesislerde zarar gören vatandaş, tazminat davası açsa, kazanır" dedi. Spor hekimi bulundurma zarureti var yani. Ki, doğrusu da bu! Kemik erimesi var bir de. Bu hastalığa yakalanmamanın tek bir yolu var; o da, kalsiyum. Kalsiyum kemiğin güçlenmesini sağlayan en önemli mineral ve süt, peynir gibi ürünlerde bolca bulunuyor. Ayrıca fasulye, ıspanak ve portakalda da önemli miktarda vardır kalsiyum. Dikkat edilmesi gereken bir husus da şu: Ayakta çabuk yenen yemeklerden (fast food) alınan kalsiyum son derece azdır. Ayrıca kahvaltı. Hiç ihmal etmemek lazım. Hele 6-19 yaş arası. Bu yaşlarda günlük kalsiyum ihtiyacının önemli bir kısmı kahvaltıda alınıyor çünkü. Sağlıklı günler dilerim.