Trakya ve İstanbul'u yağış vurdu!.. Son 80 yılın en büyük felaketi. Bilanço çok ağır. Binlerce ev ve iş yeri su altında. Onlarca insan hayatını kaybetti. Dört beş ayda yağacak yağmur bir günde yağdı. Saatte metrekareye düşen yağış miktarı 200-250 kilogram. Dere yatağına giden su yolları tıkalı olduğu için su şehre daldı ve birkaç saat içinde ne bulduysa yıktı devirdi geçti gitti!.. Bir de ertesi günü var bu işin. Esas felaket o belki de! Vatandaş: "Gece iki miydi, üç mü bilmiyorum. Evi su basınca kendimi çatıya attım. Bacaya sarılıp helikopter gelinceye kadar bekledim. Gece gök gürledi, şimşekler çaktı ama ben hiç korkmadım. Üşümedim de!.." Ev kadını: "Halılar mil dolmuş. Temizleyip serdim. Kurumalarını bekliyorum!.." Yetkili: "Bizlerde de kusur var!" Estağfirullah sayın yetkili. Olur mu öyle şey? Gönlünüzü ferah tutun. Varlığınız yeter! "Hiçbir altyapı bu felaketi kaldırmaz. Ne yapabilirdik ki!. Vatandaşın da hatalı olduğunu söylemek zorundayız. Dere yatağına ev yapmışlar." He, ya! Dere yatağına da ev yapılmaz ki! "Dere yatağını işgal edip TIR garajı yapmışlar!.." İzni veren, en azından göz yuman siz değilsiniz sanki!.. "Köprünün hemen dibine iş yeri dikmişler!" Tamam. Ruhsatı siz verdiniz ama vatandaş neden aldı? Oh olsun! Almasaydı. "Vatandaşlarımıza büyük sorumluluk düşüyor!.." Doğru tabii. Koskoca bakan ve başkanlar sorumlu olacak değildi herhalde?!. "Devlet Meteoroloji İşleri, günler öncesinden haber verdi.. Vatandaşın tedbir alması lazımdı!.." Aynen öyle. Meteorolojinin görevi vatandaşı ikaz etmek. Etti de nitekim. Siz değerli yetkililerimizi de uyaracak değildi herhalde! "Vatandaş mağdur edilmeyecek!" Sırtını sıvazlarsınız artık!.. "Talimat verdim. Bu binaların gereği yapılacak!" Boyanınca bir şeycikleri kalmaz!.. Uzman: "Ben demiştim. Âdeta tsunami yaşandı." Felaketlerin ardından konuşmayın bari!.. Gelelim 'suçlu kim' sorusuna. Gelmiş geçmiş hiçbir yetkili kusurun kendinde olduğunu söylemedi. Şimdiki neden söylesin?!. Fakat, her sene bir felaket oluyor! O da başka bir gerçeği bu ülkenin. Bizde hiç kusur yok diyen yöneticilere soruyorum. Hiç dönüp kendi yaptıklarınıza baktığınız oluyor mu? En modernlerine hem de. Kuyumcukent'e mesela. Allah korusun en ufak bir felaket halinde felç olur o koca kompleks. İtfaiye aracı veya ambulans gerişine imkan yok. Her yer bina. Her yer beton. Canhıraş çalışan polis, itfaiye eri, pilot gibi destek elemanlarına can-u gönülden teşekkürler. Gerçek kahraman onlar. Bir dahaki su baskınında görüşmek üzere. Bye!.. Önemli not: Bugün 12 Eylül. 29 sene önce yine böyle bir felaket yaşamıştık; onun yıl dönümü!